Listeye giren göllerin bazıları pahalı turistik merkezler arasında gösterilirken, bazıları doğal güzellikleriyle herkesin erişimine açık durumda. İşte Avrupa’nın en beğenilen göllerinden öne çıkanlar…
Como Gölü – İtalya
İtalya’nın en derin ve en büyüleyici göllerinden biri olan Como, yıllardır uluslararası turizmin gözdesi. George Clooney’nin bölgede iki villa satın alması, gölün popülerliğini daha da artırdı. Casino Royale, Star Wars: Bölüm II ve Ocean’s Twelve gibi filmlerin çekildiği Como, feribotlarla ya da Brunate füniküleriyle izlenebilen sinematik manzaralarıyla tanınıyor.
Salda Gölü – Türkiye
Türkiye’nin Maldivleri olarak anılan Salda Gölü, turkuaz suyu ve beyaz kumsallarıyla hem yerli hem yabancı turistlerin gözdesi. NASA’nın Mars’taki Jezero Krateri ile benzerlik gösterdiğini açıkladığı Salda, sadece doğal güzelliğiyle değil, bilimsel önemiyle de dikkat çekiyor. Kamp alanları, yürüyüş parkurları ve su sporlarıyla yıl boyunca ziyaretçi çekiyor.
Cenevre Gölü – İsviçre/Fransa
Batı Avrupa’nın en büyük göllerinden olan Cenevre Gölü, tarih ve kültür açısından oldukça zengin. Mary Shelley’nin Frankenstein’ı yazdığı Villa Diodati bu bölgede bulunuyor. Montreux’den başlayan Rochers-de-Naye treni, 2000 metreyi aşan rakımlarda panoramik manzaralar sunuyor. Chillon Kalesi ve Jet d’Eau fıskiyesi, göl çevresindeki en popüler duraklar arasında.
Bled Gölü – Slovenya
Julian Alpleri’nde yer alan Bled Gölü, peri masallarını andıran görüntüsüyle Avrupa’nın en romantik noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Gölün ortasındaki adada 15. yüzyıldan kalma Meryem Ana Kilisesi bulunuyor. Kıyıdaki Bled Kalesi ise gölü tepeden izleyen muhteşem manzaralar sunuyor.
Loch Lomond – İskoçya
Glasgow’a yakın konumdaki Loch Lomond, Britanya’nın en büyük gölü olmasıyla biliniyor. Ben Lomond Dağı’nın göle yansıyan görüntüsü, bölgeyi yürüyüş ve doğa tutkunları için ideal bir nokta haline getiriyor. Göl çevresindeki ada grupları ve tarihi kalıntılar da dikkat çekiyor.
Lovotnen – Norveç
Kalabalıktan uzak sakin bir doğa deneyimi arayanlar için Lovotnen, Norveç’in en özel göllerinden biri. Buzulların oluşturduğu koyu mavi sular, 1800 metreyi aşan dağlar ve yüksekten dökülen şelaleler, fotoğrafçılar için benzersiz kareler sunuyor.
Ohrid Gölü – Kuzey Makedonya / Arnavutluk
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Ohrid Gölü, yaklaşık dört milyon yıllık geçmişiyle Avrupa’nın en eski göllerinden biri. 200’den fazla endemik türe ev sahipliği yapması nedeniyle “Avrupa’nın Galapagos’u” olarak anılıyor. Aziz John Kilisesi ve “Kemikler Körfezi” arkeolojik müzesi, göl çevresinin en dikkat çekici durakları arasında.
Achensee – Avusturya
“Alplerin Fiyordu” olarak bilinen Achensee, turkuaz suyu ve dik kayalık manzarasıyla büyüleyici bir görünüme sahip. Yaz aylarında su sporlarının yoğun olarak yapıldığı göl, Achensee dişli çarklı treniyle yukarıdan da izlenebiliyor.
