Vücudunuzdaki Omega 3 ile Omega 6 dengesini bozmayın

Vücudunuzdaki Omega 3 ile Omega 6 dengesini bozmayın
Yayınlama: 26.10.2025 05:39
A+
A-

Günümüzde ne yazık ki batı tipi yani hazır gıdalarla beslenme oranları çok yüksek. Dolayısıyla pek çoğumuz katkı maddeli, hormonlu, trans yağ içeren gıdalarla boş kalori alıyor, sağlıklı beslenemiyoruz…

Beslenmede en büyük risklerden biri de sağlıksız yağlar… Vücudumuzda normalde 1 birim Omega 3’e karşılık en çok 4 birim Omega 6 bulunması gerekiyor. Ancak hazır, kızartılmış trans yağlı gıdalarla bu dengenin bozulduğuna dikkat çeken İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk ‘‘Sağlıklı bir yaşam sürmek istiyorsanız  vücudunuzda

Omega 3-Omega 6 dengesini koruyun’’ tavsiyesinde bulunarak, hayati bilgiler verdi…

Prof. Dr. Osman Erk

Omega 3 ve Omega 4 ne işe yarar?

Omega-3 yağ asitleri elzem bir yağ türü olan, anti-inflamatuar etki gösteren çoklu doymamış yağlardır. İnsan vücudu Omega-3 üretemediğinden bu yağlara “esansiyel yağlar” denir.

Yani beslenmeniz de mutlaka almanız gereken önemli yağlardır.

Kolesterol, trigliserit, kan basıncı düzeylerini yönetmeye, damar sertliğini önlemeye yardımcıdır. Beyin sağlığını destekler. Kilo kontrolü sağlar. Vücuttaki inflamasyonla (iltihap) mücadele eder.

Omega 6 yağ asitleri de Omega 3’ler gibi çoklu doymamış yağ asitleridir. Ancak Omega-3 yağ asitleriyle aynı etkiye sahip değildir fazlası vücutta inflamatuar (iltihap) etki yapar.

Etiketleri inceleyin

Ürün etiketlerindeki toplam yağ, doymuş, tekli ve çoklu doymamış yağ miktarları dikkatle incelenmelidir. Çünkü fazla trans yağ tüketenlerde kalp krizi geçirme riski tüketmeyenlere göre 3-5 kat artış göster-mektedir.

İkisine de ihtiyacımız var ama…

Omega 3 kanı sulandırırken Omega 6 kanı pıhtılaştırır.

Kanın akışkan olması önemlidir. Bunu Omega 3 sağlar. Bir kazada yaralanma durumunda kan kaybına karşı kanın pıhtılaşması da gerekir. Bunu da Omega 6 sağlar. Dolayısıyla ikisinin de vücutta dengede olması önemli. Ancak bu denge bozulduğunda işler karışır. Yani vücutta Omega 6 oranı arttığında aşırı inflamasyon (iltihap) oluşur. Bu da kalp-damar, diyabet gibi kronik hastalıklara davetiye çıkartır.

Sağlıklı yağlar tercih edilmeli

Diyette mutlaka yeterli miktarda, doğru yağ bulunmalı. Çünkü gündelik hayatta tüketilen yağların miktarı ve cinsi sağlık açısından son derece önemlidir.

Günlük yağ ihtiyacını doğal ve bütün besinlerden sağlamak mümkündür. Natürel soğuk sıkım zeytin yağları tercih edilmelidir.

Vücuda Omega 3 almanın bir yolu da yağlı balık (sardalya, somon, uskumru, hamsi) ve çiğ kuruyemiş (ay çekirdeği, kabak çekirdeği, ceviz) tüketmektir. Semizotu, avokado, keten tohumu ve yeşil yapraklı sebzeler de zengin Omega 3 kaynaklarıdır.

SAGLIKLI YAGLAR

Bu denge nasıl korunur?

Günlük beslenmemizde doymuş hayvansal yağlar ve işlenerek toksik karakter kazanabilen bitkisel yağlar sıkça yer almaktadır.

Omega 3 içeren sağlıklı yağların kullanımı ise yetersizdir. Mısır özü, soya, palm, kanola, ayçiçeği, aspir, safran, pamuk gibi insan eliyle dikilen bitkilerdeki yağlar bol miktarda Omega 6 içeren, işlemden geçirilmiş, doğal olmayan yağlardır. Bu yağların fazla tüketimi obezite ve diğer metabolik hastalıklara yol açar. Dolayısıyla bu yağlar ve bu yağları içeren gıdalar beslenmeden çıkarılmalıdır.

Doğada kızartma yağı ve kızartılmış yiyecek bulunmaz

Özellikle kızartma yağlarından, kızartılmış yiyeceklerden sakınılmalıdır. Rafine edilmiş, yüksek ısılarda işlenmiş yağlardan ve her türlü yiyecekten uzak durulmalıdır. Yağ kaynakları doğal, işlenmemiş, ısıtılmamış ve kimyasallara maruz kalmamış olmalıdır.

Çifte kavrulmuş toksin

Fazla miktarda Omega 6 içeren bitkisel yağlar (mısır, mısırözü yağı, ayçiçek yağı gibi…) en dayanıksız yağ moleküllerinden oluşur. Bu yağ molekülleri ısıtıldığı zaman zarar görür ve insan için toksik (zehirli) hale gelir. Isı ve kimyasal işlemler sonucu trans yağlar ve serbest radikaller ortaya çıkar. İnsan yapısı trans yağlara yabancıdır. İçinde zaten trans yağ bulunabilen bitkisel yağlarda kızartmayla birlikte daha fazla trans yağ ve serbest radikal ortaya çıkar.

Bu kanserojen bileşikler prostat, meme, kolon, yemek borusu, akciğer, karaciğer ve diğer kanserlerin artışına neden olur. Tabii işlem görmüş, ısıtılmış ve rafine edilmiş yani doğallığı bozulmuş bütün yağlar için aynı tehlike söz konusudur.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.