Avrupa’nın tam kalbinde, Fransa ve İspanya arasında sıkışmış küçük bir dağ ülkesi… Yüzölçümü küçük ama sunduğu ekonomik avantajlarla tüm dünyanın dikkatini üzerine çekiyor. Son dönemde sosyal medyada ve uluslararası basında sık sık gündeme gelen Andorra, olağanüstü düşük vergi oranları nedeniyle adeta göç akınına uğruyor. Nüfusu sadece 80 bin olan bu mini devlet, gelir vergisini %0 ile %10 arasında tutarak hem girişimcilerin hem dijital göçmenlerin hem de yüksek vergi ödemekten yorulanların yeni gözdesi haline geldi.
Andorra’yı diğer Avrupa ülkelerinden ayıran en büyük özelliklerden biri, vergi sistemi.
Ülkede: Gelir vergisi: %0–10,
Şirket vergisi: %10
Miras, servet, gayrimenkul kazancı vergisi: YOK
Bu oranlar, Avrupa Birliği içinde neredeyse eşi bulunmayan bir konum yaratıyor. Ekonomistler, özellikle “uzaktan çalışan” ve “yüksek vergiden kaçmak isteyen” kesimin Andorra’ya yoğun ilgi gösterdiğine dikkat çekiyor.
Uluslararası vergi uzmanı Dr. Aaron Miles, Andorra’daki trendi açıklarken,“Birçok ülke vergi oranlarını artırırken Andorra düşük vergi politikasını korudu. Bu durum online çalışanlar, yatırımcılar ve girişimciler için olağanüstü çekici hale geldi” ifadelerine yer verdi. Miles’e göre ülkenin güvenli olması, yaşam maliyetinin Avrupa’nın büyük şehirlerine göre düşük kalması ve doğa içinde sakin bir yaşam sunması da göç artışında etkili.
Andorra yalnızca ekonomik avantajlarıyla değil, yaşam şartlarıyla da dikkat çekiyor: Pirene Dağları’nın ortasında temiz hava. Avrupa’nın en düşük suç oranlarından biri. Kayak ve doğa sporları için ideal ortam. Sakin ve stressiz yaşam. Modern sağlık ve eğitim sistemi. Bu nedenle ülke, hem çalışmak hem yaşamak için “sessiz ama güçlü” bir alternatif olarak görülüyor.
Uzmanlara göre Andorra’nın popülerliğinin arkasında üç ana sebep var: Avrupa’da artan vergi yükü. Uzaktan çalışma modelinin yaygınlaşması. Yaşam maliyetlerinin büyük şehirlerde uçuk seviyelere çıkması. Bu faktörler birleşince, küçük Andorra dünya sahnesinde bir anda parlayan bir “vergi cenneti” haline geldi.