Yıl 2003. Ekim ayının ilk haftası… Türkiye’de hava, mevsim normallerinin üzerinde seyrediyor; sıcak sonbahar, yabancı turistlerin de ilgisini çekiyordu. O turistlerden ikisi, Avrupa turuna bisikletle çıkan; Almanya’da matbaacılık yapan 34 yaşındaki Anja Höfken ile 43 yaşındaki avukat arkadaşı Sabine Bader idi.
İkili, yolculuklarına İspanya’dan başlamış, ardından İtalya ve Yunanistan’ı geçerek Türkiye’ye ulaşmıştı. Ekim ayının ilk haftasında geldikleri İstanbul’u gezdikten sonra, rotalarını Antalya’ya çevirdiler. Güneşin, doğanın ve özgürlüğün tadını çıkaracaklarını düşünerek pedal çevirmeye başladılar.
Ancak hayatlarının en keyifli yolculuğu olarak başlayan bu uzun bisiklet turu, kimsenin tahmin edemeyeceği korkunç bir cinayetle son bulacaktı…
İstanbul gezisini tamamlayan Anja Höfken ve Sabine Bader, 14 Ekim’de Konya üzerinden Antalya’nın Kemer ilçesine geldi ve bir pansiyona yerleşti. İlk gün dinlenen ikili, burada iki gün konakladı.
16 Ekim’de pansiyonda tanıştıkları 40 yaşındaki rehber Erdoğan Bey ile birlikte rafting yapmak için plan yaptı. Höfken ve Bader bisikletlerini pansiyonda bıraktı, üçlü otomobil kiralayarak rafting turlarıyla ünlü Köprülü Kanyon’a doğru yola çıktı.
Rafting için Köprülü Kanyon’a giden iki Alman kadın ve rehber Erdoğan Bey 17 Ekim sabahı pansiyondan ayrıldı. Ancak aradan bir gün geçmesine rağmen üçlü geri dönmedi. Rehberin cep telefonuna da ulaşılamayınca pansiyon sahibi şüphelenerek durumu polise bildirdi. Bu ihbar, ilerleyen günlerde Türkiye’yi sarsacak cinayet soruşturmasının ilk kayıp başvurusu olarak kayıtlara geçti.
Kayıp ihbarının ardından Kayıplar Büro Amirliği ekipleri çalışma başlattı. İlk olarak, iki Alman kadın ile rehberin araç kiraladığı firma yetkililerinin ifadeleri alındı. Ancak yapılan incelemelerde üç kişiye ait herhangi bir iz bulunamadı.
Kayıp başvurusunun ardından Almanya’daki ailelerin devreye girmesiyle soruşturma genişletildi. Üç kişinin esrarengiz kayboluşu medyanın da ilgisini çekti. O dönem olayı sahada takip eden gazeteci Yusuf Dalaman, süreci şöyle anlattı:
“İki Alman kadın ve rehberin kaybolduğunu duyduğum anda konuyu yakın takibe aldım. Çok kritik bir olaydı. En son rafting için Köprülü Kanyon’a gitmişlerdi ve orada bir gece kaldıktan sonra ortadan kaybolmuşlardı. Bunun üzerine bölgedeki ormanlık alanlarda arama çalışmaları yoğunlaştırıldı.”
Arama çalışmalarına AKUT ekipleri de dahil edildi ve bölgedeki ormanlık alanlar günlerce tarandı. Tam 22 günün ardından arama ekipleri, Taşağıl Mevkii’nde dehşet verici manzarayla karşılaştı.
Gazeteci Yusuf Dalaman o anları şöyle aktardı:
“Kayıp ihbarından tam 22 gün sonra acı haber geldi. Alman turistlerin cesetleri, ormanlık alanda yarı toprağa gömülü halde bulundu. Rehber Erdoğan Bey’in cesedi ise yakınlardaki bir ağılda tespit edildi. Üç kişi de öldürülmüştü.”
Üç kişinin cinayete kurban gittiğinin ortaya çıkması üzerine Antalya İl Jandarma Komutanlığı geniş kapsamlı soruşturma başlattı. Turistlerin cüzdanlarının bulunamaması, olayın gasp amaçlı işlenmiş olabileceği ihtimalini güçlendirdi.
Gazeteci Yusuf Dalaman da bu değerlendirmeyi aktardı:
“Cüzdanlar kayıptı, fotoğraf da bunu gösteriyordu. Yetkililer, cinayetin para için planlanmış olabileceği ihtimali üzerinde durdu. Jandarma’nın yapacağı teknik çalışma bu gerçeği ortaya çıkaracaktı.”
Jandarma tarafından oluşturulan özel ekip, rehber Erdoğan Bey’in cep telefonu kayıtlarını incelemeye aldı. Kayıtlarda, kaybolmadan önce yaptığı 80 saniyelik son görüşme dikkat çekti.
Bu görüşmenin, turistlerin rafting için kullandığı aracın kiralandığı rent a car şirketinde çalışan kişiyle yapıldığı tespit edildi. İnceleme derinleştirildi ve söz konusu çalışan ilk şüpheli olarak mercek altına alındı.
80 saniyelik telefon görüşmesinin izini süren jandarma, soruşturmanın kritik aşamasına ulaştı. Gazeteci Yusuf Dalaman, sürecin kırılma anını şöyle aktardı:
“O görüşme cinayetin çözülmesinde dönüm noktası oldu. İlk bilgiler, turistlerin rafting için Köprülü Kanyon’a gitmek üzere araç kiraladığını, rehber Erdoğan Bey’in de onlarla birlikte Manavgat’a gittiğini gösteriyordu. Raftingin ardından üçlü ortadan kayboluyor. Jandarma teknik takip sonucu aracı kiralayan kişiye ulaşıyor, ardından bir isim daha tespit ediyor. Böylece üç kurbanın irtibatlarının iki şüpheliye uzandığı ortaya çıkıyor.”
Jandarma’nın teknik çalışmaları sonucunda, araç kiralama işini yapan Almanya doğumlu K.K. ile arkadaşı G.T. gözaltına alındı. Şüpheliler, sorguda kan donduran cinayeti itiraf etti. İtirafların ardından jandarma ekipleri, zanlılar K.K. (33) ve G.T. (24) eşliğinde cinayetin işlendiği Manavgat Beşkonak Sağırın mevkiinde tatbikat gerçekleştirdi.
Zanlıların ifadelerine göre cinayet, para için işlendi.
Olayların başlangıcı ise rehber Erdoğan Bey’ın, araç kiralama sırasında “Turistler çok zengin” demesiyle oldu. 16 Ekim’de rafting için Beşkonak’a gitmek üzere Kaleiçi’ndeki rent a car ofisine gelen grup, burada K.K. ile tanıştı. Erdoğan’ın bu cümlesi, K.K. ve arkadaşı G.T.’nin gasp planını devreye soktu.
Ertesi gün, turu tamamlayıp kadınları pansiyona bırakan K.K. ile G.T. cinayeti uygulamaya karar verdi. 18 Ekim’de K.K., rehber Erdoğan’ı telefonla arayarak “Seni almaya arkadaşım gelecek” dedi. G.T. rehberi alıp Sağırın Mevkii’ne götürdü. Burada iki zanlı, Erdoğan’ın karnına altı kez bıçak saplayıp boğazını keserek öldürdü.
Rehber Erdoğan Bey’i öldürdükten sonra cesedini bir ağıla gömen zanlılar, Köprülü Kanyon’da bekleyen iki Alman turisti de aynı bölgeye geri getirdi. K.K., kadınlara Almanca “Bu bir soygundur” diyerek tehditte bulundu.
Turistlerin üzerindeki 450 Euro’yu ve dört adet kredi kartını alan zanlılar, şifreleri de öğrenmeyi başardı. Ardından G.T., Serik’teki bir banka şubesine giderek kartlardan toplam 1 milyon 900 bin lira çekti. Geri dönüş yolunda ise cinayeti tamamlamak için kazma ve kürek satın aldı.
Gasp ettikleri parayı çektikten sonra Köprülü Kanyon’a dönen zanlılar, iki Alman turisti bir ağaca bağladı ve boğazlarını keserek öldürdü. Cesetleri bel hizasına kadar toprağa gömen ikili, kadınların fotoğraf makinesi ile üç cep telefonunu da alarak Antalya’ya döndü.
Suç aletlerini ormanlık alana atan zanlılar; kazma ve küreği havalimanı yakınındaki su kanalına, cep telefonlarını ise akşam saatlerinde Lara sahilinde denize attı. Olaydan hemen sonra ATM’den 3 bin 500 euro daha çeken ikili, 19 Ekim’de son kez 450 milyon lira çekti. Kartlar işlevsiz hâle gelince kredi kartlarını kesip imha ettiler, fotoğraf makinesini de çöpe attılar.
Soruşturmanın kısa sürede sonuçlanmasını “titiz bir teknik çalışma” olarak değerlendiren gazeteci Yusuf Dalaman, süreci şöyle anlattı:
“Katil zanlılarından K.K.’nın daha önce Almanya’da da bir cinayet nedeniyle 8,5 yıl hapis yatmış olduğu ortaya çıktı. Jandarma çok önemli bir olayı adım adım çözmeyi başardı. Günlerce bu dosyayı takip ettik, uykusuz kaldığımız geceler oldu. Gündemi sarsan bu cinayetin gasp amaçlı işlendiği kesinleşti. İki şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi.”