Tarihi gün! Trump, Suriye lideri Şara’yı bugün Beyaz Saray’da ağırlayacak

Tarihi gün! Trump, Suriye lideri Şara’yı bugün Beyaz Saray’da ağırlayacak
Yayınlama: 10.11.2025 14:21
A+
A-

ABD Başkanı Donald Trump bugün Türkiye saatiyle 18:00’de, Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Washington’da bir araya gelecek.

Önceki gün ABD’ye giden Şara, bir ABD başkanı tarafından Beyaz Saray’da ağırlanacak ilk Suriye cumhurbaşkanı olarak tarih sayfalarına geçecek.

Bugüne kadar hiçbir ABD başkanı, Suriye’den bir cumhurbaşkanını Washington’da ağırlamamıştı. Esad Ailesi’nin yönettiği Suriye ile ilişkilerdeki gerilimler, bunun en önemli nedeniydi.

Kısa süre öncesine kadar Washington’un terör örgütleri listesinde yer alan Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) lideri olan Şara’nın, Trump ile buluşması öncesinde ABD’de Amerikan askerleri ile basketbol oynadığı görüntüler de çok tartışıldı.

ABD SON DAKİKADA YAPTIRIMLARI KALDIRDI

Trump yönetimi, Şara’nın ziyaretinden hemen önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) sunduğu bir karar tasarısıyla hem Şara’ya hem de Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab’a yönelik yaptırımların kaldırılmasını sağladı.

Karar, Rusya dahil BMGK’nın 14 üyesinin onayıyla kabul edilirken Çin tasarının “terörle mücadele ve güvenlik kaygılarını gerektiği gibi dikkate almadığı” gerekçesiyle çekimser kaldı.

DW Türkçe’nin haberine göre HTŞ lideri olduğu dönemde Ebu Muhammed Colani kod adını kullanan Şara ile İçişleri Bakanı Hattab, 2014’ten beri BMGK’nın El Kaide ve IŞİD’e ilişkin yaptırım listesinde yer alıyordu.

Bu son dakika hamlesiyle Donald Trump, BM yaptırım listesinde yer alan bir lideri Beyaz Saray’da kabul ediyor görüntüsü vermekten kurtuldu.

Başkan Trump, BMGK’da kararın kabul edilmesi sonrasında yaptığı açıklamada Şara için “Orası çetin bir bölge, o da sert bir adam, ama onunla çok iyi anlaştım. Ve Suriye konusunda çok ilerleme kaydedildi” dedi.

İLK BULUŞMADA SUUDİ PRENSİN ROLÜ

Trump, Şara ile ilk görüşmesini mayıs ayında Suudi Arabistan’a yaptığı seyahat sırasında yapmıştı.

Trump’ın Şara ile bir araya gelmesinde bizzat görüşmeye katılan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın rol oynadığı açıklanmıştı.

Şara’nın Beyaz Saray’da kabulünde de Muhammed bin Selman’ın etkili olduğu, hatta Şara’dan yaklaşık bir hafta sonra da kendisinin Trump tarafından Washington’da ağırlanacağı belirtiliyor.

ŞARA’NIN ABD VE TRUMP’TAN BEKLENTİSİ NE?

Esad rejiminin devrilmesi, ABD-Suriye ilişkilerinde yeni bir sayfa açılmasını sağladı. Trump’ın kabulü, demokratik yollardan seçilmiş bir cumhurbaşkanı olmasa da Şara’nın ve Suriye’deki yeni yönetimin uluslararası meşruiyetini güçlendiriyor.

ABD, Suriye’ye uyguladığı yaptırımları büyük ölçüde kaldırmış olsa da ülkenin uluslararası finans sistemine erişimi henüz sağlanmadı.

Heinrich-Böll Vakfı Suriye uzmanı Bente Scheller, “Şara, bunun yakında gerçekleşmesi için ısrarcı olacaktır” diyerek bunun Suriye’yi önemli ölçüde rahatlatacağına dikkat çekiyor.

Suriye’ye yönelik en sert yaptırımlar, ABD Kongresi’nde 2019 yılında kabul edilmişti. Kalıcı olarak kaldırılması için de bu yaptırımların kaldırılması yönündeki kararın yine kongrede kabul edilmesi gerekiyor.

TRUMP, ŞARA’DAN NE BEKLİYOR?

DW Türkçe’nin haberine göre ABD’nin de Şara’dan somut beklentileri var.

Bente Scheller, Donald Trump’ın, Suriye’yi ABD liderliğinde IŞİD ve diğer cihatçı gruplara mücadele hedefiyle oluşturulan uluslararası koalisyona dahil etmeye çalışacağı görüşünde. 80 ülkenin yer aldığı bu koalisyon, IŞİD’in yeniden canlanmasını önlemeyi hedefliyor.

Uzun vadede IŞİD’e karşı mücadeleyi Suriye ordusunun üstlenmesi gerekecek. Scheller, henüz o noktaya gelinmesi için erken olduğuna dikkat çekmekle birlikte ABD’nin bu konuya da odaklanacağını söylüyor.

Öte yandan Trump yönetimi, İsrail ile Suriye arasında güvenlik anlaşmasının imzalanması için de Şam üzerindeki baskısını artırdı.

ABD ŞAM’A ASKER Mİ GÖNDERECEK?

Washington’dan sızan haberlere göre ABD, Suriye’nin başkenti Şam’daki bir havalimanını bir üsse dönüştürerek askerlerini buraya konuşlandırmaya hazırlanıyor.

Reuters haber ajansının haberine göre Trump yönetimi, “İsrail ile Suriye’nin güvenlik anlaşması imzalamasına destek olmak için” Şam’da askerlerini konuşlandırmak istiyor.

Amerikalı kaynaklar, bu üssün İsrail ile Suriye arasında imzalanacak anlaşma hükümlerine uyulup uyulmadığını izlemek için kullanılacağını söylüyor.

Bu haberin geniş yankı bulması üzerine Suriye haber ajansı SANA, Suriye Dışişleri Bakanlığından ismi açıklanmayan bir yetkiliye dayandığı haberinde, Reuters’ın bu haberinin doğru olmadığını duyurdu, ancak hangi bilginin doğru olmadığına açıklık getirilmedi.

Bununla birlikte aynı kaynağın “Geçici oluşumlarla zorunlu olarak kurulan ortaklık ve mutabakatların, ortak siyasi, askeri ve ekonomik koordinasyon çerçevesinde Şam’a aktarılması için çalışmalar devam ediyor” demesi dikkat çekti.

Ancak Amerikan ve Suriye askerleri, ABD’nin Şam’a asker konuşlandırma hazırlığını doğrular nitelikte.

Bir ABD’li yetkili IŞİD ile etkili mücadele için Suriye’deki Amerikan askeri varlığının nasıl konumlandırılacağını sürekli gözden geçirdiklerine dikkat çekerek, “güvenlik gerekçesiyle Amerikan askerlerinin nerede görev yaptığı ya da yapacağı hakkında yorum yapmadıklarını” söyledi.

Reuters, aynı yetkilinin “operasyonel güvenlik gerekçesiyle” Amerikan askerlerinin Şam’da tam olarak nerede görev yapmasının planlandığı bilgisinin haberde paylaşılmamasını talep ettiği, bu talebin de ajans tarafından kabul edildiğini duyurdu.

İki Suriyeli askeri yetkili ise ABD ile devam eden teknik görüşmelerde, üssün Amerikan ordusu tarafından lojistik, gözetleme, yakıt ikmali ve insani operasyonlar için kullanılmasına odaklanıldığını, Suriye’nin bu üs üzerindeki egemenliğinin korunacağını söyledi.

Aynı yetkililer, ABD’nin söz konusu havalimanındaki pistin kullanılabilir olduğundan emin olmak için askeri C-130 nakliye uçağıyla üsse uçuş gerçekleştirdiğini de açıkladı.

ABD, SURİYE’Yİ YANINA ÇEKMEYE ÇALIŞIYOR

Esad rejimi uzun yıllar boyunca İran ve Rusya’nın müttefiki olduğu gerekçesiyle İsrail ve ABD tarafından tehdit olarak algılanmıştı.

Trump’ın Şara’ya yakın ilgisi, ABD’nin stratejik olarak Suriye’yi kendi çizgisinde tutma çabası ve İran ile Rusya’ya karşı caydırıcılığı güçlendirme hamlesi olarak yorumlanıyor.

Bente Scheller ise Rusya’nın gelecekte Suriye’de askeri üslere sahip olmamasının Batı Avrupa ülkeleri için de önemli olduğuna işaret ediyor.

Şara’nın bu beklentilere nasıl yanıt vereceği tam olarak bilinmiyor. Beşar Esad, rejimi devrildikten sonra müttefiki Rusya’ya sığınmış olsa da, Şam yönetimini devralan Şara, Moskova ile diyaloğu sürdürdü.

Hatta Trump’tan önce Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ekim ortasında Moskova’da Şara’yı kabul etti. Şara, bu ziyaret sırasında Rusya ile var olan tüm anlaşmalara uyulacağını beyan etti.

Alman uzman Bente Scheller, Ahmed Şara’nın mümkün olduğunca çok devletle görüşmeye büyük önem verdiğini söylerken, “Bu, onun mümkün olduğunca bağımsız kalmak ve sadece tek bir ortağın kollarına düşmemek istediğini gösteriyor. Bunun yerine tutarlı bir şekilde esnekliğe öncelik veriyor” diyor.

TRUMP-ŞARA GÖRÜŞMESİNİN TÜRKİYE’YE ETKİSİ

Ahmed Şara’ya güçlü desteği ile bilinen Türkiye’de, ABD-Suriye yakınlaşması dikkatle izleniyor.

Hem ABD arabuluculuğunda İsrail ile Suriye arasında yürütülen görüşmeler, hem de yine Washington’un devrede olduğu Suriye’nin kuzeydoğusundaki Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) Suriye ordusuna entegrasyonuna ilişkin Şam yönetimiyle yürütülen müzakereler, Ankara tarafından bir ulusal güvenlik meselesi olarak değerlendiriliyor.

Ay başında Irak’ı ziyaret eden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, terör örgütü PKK’nın Türkiye’de silahlı faaliyetlerine son vermesinin önemli olduğunu, ancak örgütün Türkiye’de olduğu gibi Irak, Suriye ve İran’da da terör faaliyetlerine son vermesi gerektiğini vurgulamıştı.

Ankara, Suriye’de Esad rejimini devrilmesiyle birlikte artan siyasi nüfuzunu kaybetmek istemiyor. Aynı zamanda kritik yaptırımların kalkmasıyla ekonomisi canlanacak Suriye’nin yeniden imarında da rol oynamak istiyor.

Türkiye, BMGK’nın Şara ve Hattab’ı yaptırım listesinden çıkarmasını memnuniyetle karşıladığını duyurdu. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Türkiye’nin Suriye’ye yaptırımların tamamen kaldırılmasına desteğinin süreceğini açıkladı.

Geçen günlerde İstanbul ev sahipliğinde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da “Suriye’de ekonomik kalkınmanın önünde ciddi engel oluşturan yaptırımlar, bizim de gayretlerimizle hamdolsun peyderpey kalkıyor. Gelinen aşamada artık özel sektörün de yatırımlarını Suriye sahasına yönlendirmesini teşvik ediyoruz. Komşumuz Suriye’nin yeniden ayağa kalkması, bir an önce eski günlerine kavuşması temel önceliğimizdir” demişti.

DW Türkçe’nin haberine göre ABD, özellikle IŞİD’e karşı mücadele ile birlikte SDG’yi Suriye’deki müttefiki olarak konumlandırmıştı. Türkiye’nin desteğiyle Esad rejiminin devrilmesi sonrasında Ahmed Şara’nın ön plana çıkması, ABD yönetiminin SDG’yi yeni yönetime entegre olmasına artan baskısı, Ankara açısından siyasi denkleme değiştiren faktör olarak değerlendiriliyor.

ALMANYA SURİYELİLİERİ GÖNDERMEYE ÇALIŞIYOR

Almanya için de Suriye’deki gelişmeler, özellikle iç politika açısında büyük önem taşıyor. Göçmen karşıtı aşırı sağcı Almanya için Alternatif’in (AfD) en güçlü parti haline geldiğine işaret eden anket sonuçları, Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) ile Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) oluşturduğu koalisyon hükümetini endişelendiriyor.

Başbakan Friedrich Merz, düzensiz göçü önleme ve özellikle de Suriyeliler ile Afganları ülkelerine gönderme hamlelerine odaklanıyor.

Hatta Merz, Suriye geçici Cumhurbaşkanı Şara’yı Almanya’ya davet etti. Bu görüşmede özellikle suç işleyen Suriyelilerin ülkelerine geri gönderilmesinin ele alınacağı belirtiliyor.

Alman uzman Bente Scheller ise Alman siyasetinde Suriyelilerin hemen ülkelerine geri gönderilmesi için yürütülen tartışmaları eleştiriyor, asıl Suriye’nin nasıl yeniden yaşanabilir bir ülke haline gelmesine destek verilebileceğine odaklanılması gerektiğine vurgu yapıyor.

Scheller, iç savaş boyunca Suriyelilere kapılarını açtığı için Suriye’de Almanya’ya büyük saygı duyulduğunu belirterek şu uyarıyı yaptı:

“Şimdi özellikle Suriyelilerin geri gönderilmesine odaklanarak bunu riske atmamalıyız. Çünkü elbette bununla, ‘sığınmacılardan kurtulmaktan mutlu olduğunuz’ mesajını vermiş oluyorsunuz. Bunun yerine, Suriye’nin yeniden inşasına ve istikrara kavuşmasına destek verilmeli. Çünkü nihayetinde Suriye’nin siyasi geleceği, ağırlıklı olarak buna bağlı.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.