Rapora göre, su sektörünün enerji tüketimi 2040 yılına kadar iki katına çıkacak. Aynı dönemde enerji sektörünün su talebi de yaklaşık yüzde 60 artacak. Bu karşılıklı bağımlılık, su döngüsünün her aşamasının enerjiye bağlı olmasıyla daha da karmaşık hale geliyor. Su pompalamak, arıtmak ve dağıtmak için gereken enerji miktarı artarken; enerji üretimi de suya bağımlı.
Küresel su talebinin önümüzdeki 5 yıl içinde arzı yüzde 40 oranında aşması bekleniyor. Bu durum, hâlihazırda yıl boyunca yeterli suya erişimi olmayan 3,6 milyar insanın arasına milyonlarcasının daha katılması anlamına geliyor.
Euronews’in haberine göre; Avrupa’da, suyun arıtılması ve dağıtımı için kullanılan enerji, sistemdeki sızıntılar ve verimsizlikler nedeniyle büyük ölçüde israf ediliyor. Danfoss CEO’su Kim Fausing’e göre, bu durum yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve jeopolitik açıdan da ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Eğer bu verimsizlikler giderilmezse, 2050 yılına kadar yüksek gelirli ülkelerde GSYH’nin yüzde 8, düşük gelirli ülkelerde ise yüzde 10-15 oranında azalabileceği öngörülüyor. Şimdiye kadar enerji sektörünün su kaynaklı sorunlar nedeniyle karşılaştığı ek maliyetin 9,6 milyar doları bulduğu bildiriliyor.
Özellikle veri merkezlerinin su tüketimi dikkat çekici boyutlara ulaştı. Yıllık yaklaşık 560 milyar litre su tüketen veri merkezlerinin bu miktarı 2030’a kadar iki katına çıkararak 1200 milyar litreye ulaşabileceği tahmin ediliyor. Bu da AB’nin 2022’deki toplam tatlı su tüketiminin altı katı anlamına geliyor.
Raporda, veri merkezlerinin sıvı soğutma teknolojileri ile daha verimli hale gelebileceği, hatta atık ısının farklı alanlarda yeniden kullanılabileceği ifade ediliyor. Hatta bu atık ısı, Avrupa’nın alan ısıtma ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayabilecek potansiyele sahip.
Ancak kriz yalnızca teknolojiyle çözülemez. Uzmanlar, hükümetlerin su verimliliği hedefleri koyması, kaçak tespiti ve akıllı ölçüm sistemlerine yatırım yapılmasını desteklemesi gerektiğini vurguluyor. Mevcut tuzdan arındırma tesislerinin enerji verimliliği açısından yenilenmesi halinde, 34,5 milyar euro tasarruf sağlanabileceği ve 111 milyon tonluk CO2 salımının önüne geçilebileceği belirtiliyor.