Her yıl dünyada Avrupa Birliği ülkelerini ziyaret etmek için yaklaşık 10 milyon kişi Schengen vize başvurusu yapılıyor. Türkiye’de son yıllarda ‘Schengen krizi’ başlığıyla konuştuğumuz haberlerde, zor bulunan randevulardan, ret oranlarındaki artıştan çok kez bahsettik.
Ancak bu krizin bir başka, çoğu zaman göz ardı edilen boyutu var: kağıt israfı. Bu sadece zaman ve para kaybı değil, aynı zamanda çevreye ciddi bir yük.
Ortalama bir başvurunun 30 sayfalık evrak yükü olduğu düşünüldüğünde, bu süreç yılda yaklaşık 1500 ton kağıt tüketimine yol açıyor. Yalnızca Türkiye’den yapılan başvurular bile yılda 150 ton kağıt demek. Bu rakam, on binlerce ağacın kesilmesi, milyonlarca litre suyun ve büyük miktarda enerjinin harcanması anlamına geliyor.
Sektör verilerine göre 1 ton kağıt üretmek için kalitesine göre 2 ila 3.5 ton arasında bir odun gerekiyor. Bu da 28 ila 49 arasında ağacın kesilmesi anlamına geliyor. Bunların ortalaması olan 38 ağacı esas alırsak sadece Türkiye’den yapılan Schengen başvuruları için 5 bin 700 ağaç kesmek gerekiyor. Bu hesaplamayla dünyada 55 binin üzerinde ağaç Schengen başvurularında harcanacak kağıtlar için kesiliyor.
Avrupa Birliği çevre politikalarında dijitalleşme ve kağıtsız süreçleri teşvik ederken, vize başvurularının hala yoğun şekilde basılı belgelerle yürütmesi de ciddi bir çelişki oluşturuyor.
AB, kağıtsız ve dijital bir gelecek için sert önlemler alırken, Schengen vizesi süreci hala kağıt yüklü, zaman alan ve çevresel açıdan verimsiz. Bu durumun, AB’nin kendi çevre hedefleriyle doğrudan çeliştiğini söylemek mümkün.
Bir başvuruda ortalama yaklaşık 25–40 sayfa kağıt harcanıyor. Başvuruların yılda yüz binlerce kişi tarafından yapıldığı düşünülürse (Türkiye’den Schengen başvuruları yılda 1 milyonu geçiyor), bu milyonlarca sayfa kağıt anlamına geliyor.
Avrupa Komisyonu yetkililerine AB’nin yeşil politikası ve Schengen vizesindeki kağıt israfı çelişkisini sorduğumda net bir yanıt alamadım. Komisyon, Habertürk’e yaptığı açıklamada 2022’de vize prosedürünün dijitalleştirilmesine yönelik bir teklif sunduklarını, bu teklifin Haziran 2023’te kabul edildiğini hatırlattı.
Yeni düzenleme ile iki temel değişiklik hedefleniyor: vize etiketinin dijitalleşmesi ve başvuru sürecinin tamamen dijitalleşmesi.
Dijitalleşmenin kağıt tüketimini ve başvuru için yapılan seyahatleri azaltarak çevresel fayda yaratacağı vurgulansa da, uygulamanın tam olarak ne zaman hayata geçeceği belirsizliğini koruyor.