Osmangazi Belediyesi ve Bursa Felsefe Kulübü iş birliğiyle düzenlenen Şadırvanlı Han Felsefe Konferansları, Dünya İnsan Hakları Günü’nde düzenlenen ikinci buluşmada insan haklarını felsefi bakışla ele aldı. Prof. Dr. Metin Becermen…

Osmangazi Belediyesi ve Bursa Felsefe Kulübü iş birliğiyle düzenlenen Şadırvanlı Han Felsefe Konferansları, Dünya İnsan Hakları Günü’nde düzenlenen ikinci buluşmada insan haklarını felsefi bakışla ele aldı. Prof. Dr. Metin Becermen ve Prof. Dr. Ogün Ürek, katılımcılara derin bir düşünsel yolculuk sundu.
Osmangazi Belediyesi ve Bursa Felsefe Kulübü iş birliğiyle düzenlenen Şadırvanlı Han Felsefe Konferansları, Dünya İnsan Hakları Günü’nde ikinci buluşmasını gerçekleştirdi. Akademisyenler ve düşünce meraklıları, insan haklarını felsefi bakış açısıyla tartıştı.

Osmangazi Belediyesi’nin öncülüğünde, Osmangazi Kent Konseyi ve Bursa Felsefe Kulübü iş birliğiyle yürütülen ‘Şadırvanlı Han Felsefe Konferansları’ serisinin ikinci buluşması, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde gerçekleştirildi. Tarihi Şadırvanlı Han Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlik, katılımcılara düşünsel bir yolculuk sundu.
Programda, “Niçin İnsan Hakları?” sorusu üzerinden insan haklarının tarihsel ve felsefi boyutları detaylı şekilde ele alındı. Her ay farklı temaların tartışıldığı konferans serisi, akademisyenler ve felsefe meraklıları tarafından ilgiyle takip ediliyor.

Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Becermen, insan haklarının yalnızca hukuki bir kavram olmadığını vurguladı. Becermen, “İnsan haklarını anlamak için önce ‘insan’ kavramını düşünmek gerekir. Felsefe tarihi boyunca insan nedir sorusuna çok farklı yanıtlar verilmiştir. Bu da insan kavramının ne kadar geniş ve çok yönlü olduğunu gösterir” ifadelerini kullandı.

Programın moderatörlüğünü üstlenen BUÜ Sistematik Felsefe Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ogün Ürek ise insan haklarını şekillendiren iki temel değere dikkat çekti: saygı ve sevgi. Ürek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnsan haklarının özü, insana saygı duymak ve insanı sevmektir. Anadolu’da 11. ve 12. yüzyılda Yunus Emre ve Mevlana gibi isimler, insan sevgisini merkeze alan düşünceleriyle topluma yön vermiştir. Bu düşünce geleneği, günümüzde insan haklarının anlaşılmasına ışık tutmaktadır.”

Etkinlik, Osmangazi Kent Konseyi Genel Sekreteri Sosyolog Mutlu Çınar’ın katılımcılara teşekkür sertifikalarını takdim etmesiyle sona erdi. Program, hem akademik hem de toplumsal açıdan katılımcılara zengin bir deneyim sundu.