Obezite, mide kanseri riskini artırıyor

İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Beğenik’in açıklamaları, obezitenin sadece estetik bir sorun olmadığını, ciddi sağlık riskleri taşıdığını vurguluyor. Obezite, diyabet ve kalp hastalıklarının yanı sıra, mide kanseri için de önemli bir risk faktörü olarak gösteriliyor. Yeni bilimsel bulgular, obezite ile bazı kanser türleri arasında güçlü bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle mide kanseriyle olan bağlantı, uzmanları alarma geçiriyor.

Prof. Dr. Beğenik ve ekibinin yaptığı araştırma, “Serum leptin levels in gastric cancer patients and the relationship with insulin resistance” başlıklı çalışmasıyla, tıp dünyasının saygın yayınlarından Archives of Medical Science Dergisi’nde yer aldı. Bu çalışma, mide kanseri hastalarının kan serumlarındaki leptin hormon seviyelerini inceledi. Leptin, yağ hücreleri tarafından salgılanan ve beyne tokluk sinyali gönderen bir hormon. Ancak son araştırmalar, leptinin iştah düzenlemesinin yanında bağışıklık sistemi, hücre çoğalması ve iltihap süreçlerinde de rol oynadığını gösteriyor.

Araştırma sonuçları, mide kanseri hastalarında leptin düzeylerinin sağlıklı bireylere göre daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Bu yüksekliğin insülin direnciyle bağlantılı olduğu belirlendi. Bulgular, leptinin kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını etkileyebileceği ihtimalini güçlendiriyor. Obezite, vücutta aşırı yağ birikimine bağlı olarak leptin üretimini artırıyor. Obezlerde sık görülen insülin direnci ise kan şekerinin hücrelere girişini zorlaştırarak metabolik dengesizliklere yol açıyor. Bu iki etkenin birlikte mide kanseri riskini artırdığı düşünülüyor.

Sadece kilo vermek yeterli değil; vücuttaki hormonal denge, insülin direnci gibi metabolik bozuklukların erken teşhisi ve takibi önemli. Obeziteyle mücadelede sadece kilo değil, metabolik sağlık göstergeleri ve erken tanı stratejileri de dikkate alınmalı. Çalışma, kilo kontrolünün yanı sıra kan tahliliyle leptin seviyelerinin ve insülin direncinin düzenli olarak izlenmesinin önemini vurguluyor. Hastalıkların önlenmesinde proaktif yaklaşım büyük önem taşıyor.