İran’ın Sistan-Belucistan eyaletinde yer alan Taftan Yanardağı’nda yapılan ölçümler, yer altındaki sıcak gaz ve sıvıların yoğunlaştığını ortaya koydu. Bilim insanlarına göre bu durum, yaklaşık 5 kilometre derinlikteki magmanın yüzeye doğru baskı yapmasından kaynaklanıyor olabilir.
2024 yılında bölgeden gelen raporlar, kraterden duman, kül ve gaz çıkışının gözlemlendiğini gösterdi. Uzmanlar, bu emisyonların artan jeotermal hareketliliğin açık bir göstergesi olduğuna dikkat çekiyor.
Araştırmanın başyazarı ve volkanolog Pablo González, Live Science’a yaptığı açıklamada, “Taftan artık sönmüş bir yanardağ değil; uyuyan bir volkan olarak değerlendirilmelidir. Şu anda bir patlama beklemiyoruz ancak yer altında ciddi bir basınç birikimi söz konusu” ifadelerini kullandı.
Bilim insanları, atmosferik parazitleri ortadan kaldıran ‘common-mode filter’ adlı yeni bir uydu analiz yöntemiyle, yer hareketlerini yüksek doğrulukla izledi. Elde edilen verilere göre, deformasyonun kaynağı zirvenin 470 ila 630 metre altında bulunuyor.
Volkanın doğu ve batı yamaçlarında da yer değişimi tespit edildi. Araştırmacılar, bu hareketliliğin ne yağışla ne de depremlerle açıklanabileceğini, tamamen volkan içi dinamik süreçlerden kaynaklandığını belirtiyor.
Uzmanlar, zirvede gözlenen kabarmanın ardından herhangi bir çökme olmamasını, yer altındaki basıncın hâlâ devam ettiğinin bir göstergesi olarak değerlendiriyor. Bu durum, bölgenin potansiyel tehlike altında olduğuna işaret ediyor.
González, araştırmanın amacının paniğe yol açmak olmadığını vurgulayarak, “Bu çalışma İran’daki yetkililere yönelik bir erken uyarı niteliğindedir. Bölge sürekli olarak izlenmelidir,” dedi.
Deniz seviyesinden yaklaşık 4 bin metre yükseklikte bulunan Taftan Yanardağı, Pakistan sınırına yakın Sistan-Belucistan bölgesinde yer alıyor. En yakın yerleşim yerlerinden Khash kentine 130 kilometre, Zahedan’a 160 kilometre uzaklıkta. Pakistan tarafındaki Taftan kasabası ise yaklaşık 100 kilometre mesafede bulunuyor.
Bilim insanları, Taftan’daki bu hareketliliğin yalnızca İran’ı değil, Pakistan’a kadar uzanan Makran volkanik kuşağının da yeniden değerlendirilmesini gerektirdiğini vurguluyor.