İsrail işgalinde yeni perde

İsrail’de bir grubun Ümmü Gülsüm eserleriyle konser planı, Arap dünyasında “kültürel gasp” tepkisini büyütüyor. Mısır ve aile hukuki süreci başlatıyor.

İsrail işgalinde yeni perde
Yayınlama: 28.11.2025 21:21
A+
A-

İsrail’de Ümmü Gülsüm Tartışması Büyüyor: Arap Dünyasında “Kültürel Gasp” İsyanı

İsrail’de “Birkhat Eleanor” adlı müzik grubunun, Arap dünyasının efsanevi sesi Ümmü Gülsüm’ün eserlerini temel alarak bir konser serisi hazırlaması, bölgede adeta fırtına kopardı. İsrail gazetesi Haaretz’in haberleştirdiği bu girişim, hem Ümmü Gülsüm’ün ailesi hem de Mısır’ın önde gelen kültür kurumları tarafından “kültürel gasp” olarak nitelendirildi. Kahire’deki kültür çevreleri, konserin sanat yoluyla bir saygı duruşu olmaktan ziyade “işgalin kültürel devamı” olduğunu vurguluyor.

Arap Dünyasında Kolektif Hafıza Tepkisi

Mısır basınının önemli temsilcilerinden Al-Ahram, konseri “Mısır’ın kültürel hafızasına yönelmiş bir suikast” olarak tanımlarken, Youm7 gazetesi daha sert bir dille “İsrail askeriyle toprağı, kültürüyle de ruhumuzu çalmak istiyor” yorumunda bulundu.
Bu tepkiler, Ümmü Gülsüm’ün Arap dünyasında yalnızca bir sanatçı değil, bir halkın ortak hafızası olarak görülmesinden kaynaklanıyor. Onun eserleri; hüzün, direnç, onur ve kültürel bütünlüğün simgesi olarak değerlendiriliyor.

Aileden Hukuki Mücadele: “Bu Bir Sanatçının Mirası Değil, Halkın Hafızası”

Ümmü Gülsüm’ün yakınları, hem yerel hem uluslararası hukuk kanallarına başvurarak süreci takip ettiklerini açıkladı. Aile, “Bu yalnızca Ümmü Gülsüm’e ait bir miras değil; bir halkın hafızasıdır. O hafızaya müdahale etmek, bir milletin kalbine saldırmaktır” ifadeleriyle duruşunu ortaya koydu.

Arap dünyasında pek çok kişi için Ümmü Gülsüm; direniş ruhunu, onurlu duruşu ve Arap kimliğini temsil eden güçlü bir figür olmaya devam ediyor.

“Köprü” Söylemine Tepki: Kültürel Normalleşme Eleştirisi

Konseri gerçekleştirecek isim olarak duyurulan Violette Salameh’in, 30 kişilik bir ekiple Ümmü Gülsüm’ün eserlerini seslendireceği belirtiliyor. İsrail medyası, Kudüs ve Tel Aviv’de bazı sinagoglarda Yahudi ilahilerinin Ümmü Gülsüm melodileriyle harmanlandığını ve bunun “duygusal bir kültürel köprü” olarak sunulduğunu aktarıyor.

Ancak Arap dünyasında bu söylem büyük bir rahatsızlık yarattı. Lübnan merkezli Al-Akhbar, girişimi “kültürel normalleşme adı altında Arap kimliğinin simgelerini kendi anlatısına dahil etme çabası” şeklinde nitelendirdi.

Lübnan ve Filistin: “Bir Ses, Bir Halkın Ruhudur”

Beyrut’un saygın gazetelerinden An-Nahar, tepkiyi şu sözlerle özetledi:
“Lübnan sabahına Feyruz’un sesiyle uyanır, gecesini Ümmü Gülsüm’le kapatır. Bu ritim, Arap ruhunun nabzıdır. O nabza dokunmak alelade bir şarkıya müdahale değil, bin yıllık bir duyguyu çalmaktır.”

Filistinli yorumcular da girişimi, “işgalin kültürel genişleme hamlesi” olarak görüyor. Ramallah merkezli Watan gazetesi, “Toprağımızı aldılar, evlerimizi aldılar, şimdi sesimizi almaya çalışıyorlar. Ümmü Gülsüm’ün sesi bize her zaman direnişi öğretti” ifadelerini kullandı.

Mirasın Sembolü: “Al-Atlal”, “Enta Omri” ve Bir Halkın Kalp Atışı

Ümmü Gülsüm’ün ölümsüz eserleri —“Enta Omri”, “Al-Atlal”, “Fakkaruni”, “Seret el-Hobb”— yalnızca müzikal başarılar değil, Ortadoğu halklarının tarihsel hafızası olarak kabul ediliyor.
Özellikle “Al-Atlal”ın şu dizeleri, bugün Arap sokaklarında yeniden bir protesto sloganına dönüşmüş durumda:
“أعطني حريتي أطلق يديّا / إنني أعطيت ما استبقيت شيّا”
(“Özgürlüğümü ver bana, bırak ellerimi… Zaten elimde kalanı da sana vermiştim.”)

Bu sözler, yalnızca bir aşkın değil; özgürlüğün, direnişin ve varoluş mücadelesinin sesi olarak yorumlanıyor.

Ortadoğu’da Bir Şarkı Asla Sadece Şarkı Değildir

Arap medyası, Ümmü Gülsüm’ün sesini “kaybedilen toprakların, bölünmüş sınırların ve acıların üstüne örtülen bir teselli” olarak tanımlıyor. Ailesi ise çok net:
“Ümmü Gülsüm’ün sesi Arap dünyasının malıdır. Hiç kimse onu siyasi amaçlar için dönüştüremez.”

Sonuç olarak ortaya çıkan tablo şu:
Ortadoğu’da müzik, tarihin ve kimliğin bir parçasıdır. Ümmü Gülsüm ise bu coğrafyanın en güçlü seslerinden biridir. Ve bugün o ses, yeniden korunmak ve savunulmak zorunda kalmıştır.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.