Dünyayı yapay zeka korkusu sardı. Birçok mesleğin yok olmasından endişe ediliyor ve belirsizlik hakim. Çin ve ABD ise yeni teknolojiler geliştirerek bu alanda yarışıyor; transhümanizm çalışmaları da hız kazanmış durumda.
Sinema sektörü de yapay zekanın etkilerinden nasibini alıyor. Milyonlarca sinema emekçisi iş kaybı endişesi yaşıyor. Hollywood ve Netflix gibi devler, özel efektlerde yapay zekayı kullanarak maliyet ve zaman tasarrufu sağlamayı hedefliyor.
Hollywood, gerçekçi ses ve görüntü üretimi için yapay zekayı doğrudan kullanmaya başladı. Üretken yapay zeka, aktörlerin aksanlarını değiştirmekten, yaşlanma efektlerine kadar birçok alanda görev alıyor. “The Brutalist” ve Netflix’in “Pedro Páramo” filmi bu teknolojiyi kullanan yapımlar arasında yer alıyor.
SAG-AFTRA sendikası, yapay zeka kaynaklı iş kaybı nedeniyle greve gitmiş ve yeni anlaşmayla oyuncuların ses ve görüntü hakları için bazı koruma önlemleri getirilmişti. Ancak bazı oyuncular bu önlemleri yeterli bulmuyor.
Ukraynalı ses klonlama firması Respeecher, yapay zekayı kullanarak aksanları mükemmelleştirdiğini belirtiyor. “The Brutalist” filminde Adrien Brody ve Felicity Jones’un Macarca replikleri bu teknolojiyle iyileştirilmişti. Firma, performansların insanlara ait olduğunu, sadece ses katmanı eklediklerini vurguluyor.
Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi, Oscar adaylığı için yapay zeka kullanımının açıklanması gerektiğini düşünmüş, ancak daha sonra yapay zekanın adaylık şansını etkilemediğini belirten bir kural yayınladı. Respeecher’dan Margarita Grubina, iki yıl önce yapay zeka kullanımının tartışılırken, şimdi nasıl kullanılacağının tartışıldığını ifade ediyor.
Netflix, Arjantin yapımı “El Eternauta” dizisinde yapay zeka ile Buenos Aires’i yeniden inşa etti. Drone görüntüleri ve 3D taramalar sayesinde, geleneksel yöntemlere göre 10 kat daha hızlı üretim sağlandı. “Pedro Páramo” filminde ise yapay zeka destekli gençleştirme efektleri kullanıldı. Netflix eş CEO’su Ted Sarandos, bu yöntemin “The Irishman” filmindeki efektlere göre çok daha düşük maliyetli olduğunu belirtti.
Teknoloji danışmanı David Sacks, yapay zeka korkusunun “Terminatör” gibi distopik filmlerden kaynaklandığını, gerçekçi modelin ise “Star Trek”teki yardımcı bilgisayar olduğunu savunuyor.
Video oyunu sektöründe de benzer tartışmalar yaşanıyor. Oyuncular, hareket yakalama verilerinin “veri” olarak sınıflandırılmasına karşı çıkıyor ve yapay zeka sınırlamaları konusunda yeni adımlar atılıyor.
Sonuç olarak, Hollywood’un altın çağı yapay zeka ile devam ediyor, ancak bu yeni çağda insan yaratıcılığı ile algoritmaların nasıl işbirliği yapacağı veya yapay zekanın insan emeğini ne kadar yer değiştireceği önümüzdeki yıllarda daha netlik kazanacak.