Volkanik adalar ve mercan atollerinden oluşan dört eyaletten (Yap, Chuuk, Pohnpei ve Kosrae) meydana gelen ülke, yalnızca 105 bin nüfusa sahip. Buna rağmen, vizesiz giriş politikasına sahip olmasıyla dünyanın en açık ülkelerinden biri olarak biliniyor.
1986’da bağımsızlığını kazanan Mikronezya, kısa süreli ziyaretlerde neredeyse tüm ülke vatandaşlarına vizesiz giriş hakkı tanıyor.
– Ziyaretçiler sadece pasaport ve dönüş biletiyle ülkeye giriş yapabiliyor.
– ABD vatandaşları ise Mikronezya’da süresiz kalabiliyor.
– Türk vatandaşları ise 30 güne kadar kapıda vize uygulamasına tabii. 30 günü aşan konaklamalar içinse göçmenlik bürosuna başvurulması gerekiyor.
Ülke, bembeyaz plajları, şeffaf suları ve bakir doğasıyla adeta kartpostal güzelliğinde.
En dikkat çeken yerlerden biri, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Nan Madol antik kenti. “Pasifik’in Venedik’i” olarak anılan bu antik şehir, modern teknoloji kullanılmadan inşa edilmiş olmasıyla gizemini koruyor.
Bir diğer popüler nokta Chuuk Lagünü ise, II. Dünya Savaşı’nda batırılan 50’den fazla gemi ve 250 uçak enkazıyla dünyanın en büyük dalış noktalarından biri olarak biliniyor.
Mikronezya ekonomisi büyük ölçüde balıkçılık, devlet istihdamı ve turizme dayanıyor.
Ülke, iklim değişikliğine karşı “Blue Prosperity Micronesia” projesiyle okyanus kaynaklarını korumayı hedefliyor. Pohnpei adası “Mikronezya’nın saklı hazinesi” olarak anılırken, Yap Adası’na gelen ziyaretçi sayısı sadece 2024’ün ilk 8 ayında neredeyse iki katına çıktı.
Mikronezya’ya doğrudan uçuş bulunmuyor; Avrupa’dan ulaşım genellikle Guam veya Honolulu aktarmalı olarak sağlanıyor.
United Airlines’ın “Island Hopper” hattı, 1968’den beri Guam ile Hawaii arasında Mikronezya adaları üzerinden tek düzenli uçuş bağlantısını sürdürüyor.
