Amerikan Astronomi Derneği Araştırma Notları’nda yayımlanan çalışmada, PN7’nin zaman zaman Dünya’nın önünde, zaman zaman arkasında ilerlediği doğrulandı. Bu gök cismi, Ay gibi gezegenimize bağlı bir uydu değil ancak Güneş Sistemi’nde hassas bir denge içinde Dünya’ya eşlik eden bir yapı olarak tanımlandı. Uzmanlara göre bu tespit, Dünya’nın bir yarı uyduya daha sahip olduğunu gösterdi.
Maryland Üniversitesi’nden gökbilimci Ben Sharkey, nesnenin tanımlandığını öğrendiğinde şaşkınlık yaşadığını belirtti. Sharkey, PN7’nin tespitinin Dünya’nın çevresinin sanılandan daha kalabalık olduğunu ortaya çıkardığını ifade etti.
YÖRÜNGE YAPISININ DİNAMİZMİ ORTAYA KONDU
PN7’nin ilk verileri Hawaii’de bulunan Pan-STARRS teleskoplarıyla kaydedildi. Araştırmacılar, bazı yarı uyduların yüzyıllarca bu konumda kaldığını, bazılarının ise Güneş ve Dünya arasındaki çekim dengesinin değişmesiyle birkaç on yıl içinde sistemden uzaklaştığını bildirdi. Bu tespit, Dünya’nın çevresinde hareket eden “kozmik yol arkadaşları” olarak tanımlanan nesneler arasına yeni bir cismin eklendiğini gösterdi.
GEÇİCİ UYDULAR DA DÜNYA’YA YAKLAŞIYOR
PN7 gibi yarı uydular Dünya ile benzer yörüngede hareket ederken, bazı küçük gök cisimlerinin kısa süreli olarak “mini uydu” haline geldiği ifade edildi. Gezegenimizin yer çekimine geçici şekilde kapılan bu nesneler, kısa bir süre sonra yeniden uzaya savruluyor.
Finlandiya Turku Üniversitesi’nden gökbilimci Grigoriy Fedorets, bu geçici uyduların son derece küçük boyutlara sahip olduğunu, bu nedenle tespit edilmelerinin oldukça zor olduğunu belirtti. Şimdiye kadar yalnızca birkaç örneğin doğrulandığı, bu cisimlerin genellikle bir yıldan kısa sürede Dünya’nın çekiminden kurtulduğu aktarıldı.
KÖKENLERİ ÜZERİNE ÜÇ FARKLI SENARYO
Bilim insanları, PN7 ve benzeri yarı uyduların kökeniyle ilgili üç ihtimali değerlendiriyor:
• Jüpiter’in güçlü çekimiyle parçalanan eski asteroitlerden kopan parçalar
• Ay yüzeyinden ayrılmış kaya parçaları
• Güneş Sistemi’nin ilk dönemlerinden günümüze ulaşan ilkel gök taşları
Bu keşfin en dikkat çekici yönü, söz konusu nesnelerin onlarca yıl boyunca fark edilmeden Dünya ile aynı yörüngeyi paylaşabilmesi olarak gösterildi. Uzmanlar, bu tür cisimlerin izlenmesinin hem bilimsel çalışmalar hem de gelecekteki uzay görevleri açısından önem taşıdığını belirtti.
