İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Alpaslan Yüce, partiden istifa ettiğini duyurdu. Yüce, partisindeki görevlerinden ayrılma kararını, ülkenin sorunlarına yönelik çözüm önerilerinin zaman içinde dar ve tepkisel yaklaşımların etkisinde kaldığını gözlemlemesiyle aldığını açıkladı.
Sosyal medya platformu X üzerinden bir açıklama yapan Alpaslan Yüce, partisindeki görevlerinden istifa etme kararının arkasındaki nedeni şu sözlerle ifade etti: “Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu sorunların çözümüne dair uzun vadeli ve bütüncül bir program geliştirme gayretimizin, yer yer kısa vadeli ve tepkisel yaklaşımların gölgesinde kaldığını gözlemledim.” Yüce, İYİ Parti’nin politikalarının zaman içinde etkili bir vizyon oluşturmakta zorlandığını ve bu durumun partinin iç işleyişinde de güven sorunlarına yol açtığını belirtti.
Yüce, İYİ Parti’nin merkez sağ ve milliyetçi çizgiler arasında denge kurma çabalarının, zaman zaman net bir siyasal vizyon oluşturmayı güçleştirdiğini ifade etti. Bu çabaların, parti içindeki fikirlerin içerik yerine kim tarafından dile getirildiği üzerinden değerlendirilmesine yol açtığını söyledi. Alpaslan Yüce, partisinin bu durumunun, sadece seçmen gözünde güven sorununa yol açmadığını, aynı zamanda parti içindeki karar mekanizmalarında da fikirlerin doğru şekilde değerlendirilememesinin önünü açtığını vurguladı.
Alpaslan Yüce, partiden ayrılma kararının kişisel bir kırgınlıkla alınmadığının altını çizdi. Kararını, siyasetin anlamına, kurumsal akla ve ilkesel tutarlılığa olan inancından dolayı aldığını belirtti. Yüce, açıklamasında şu ifadeyi kullandı: “Bu karar, bir kırgınlığın değil, siyasetin anlamına, kurumsal akla ve ilkesel tutarlılığa olan inancımın gereğidir.” Ayrıca, siyasetçilerin kişisel konfor alanını korumak yerine ülke ve değerler için sorumluluk üstlenmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye’nin geleceği için umutlarının yalnızca iktidar değişiminden değil, aynı zamanda siyaset kültürünün dönüşümünden geçtiğini belirten Yüce, bu dönüşümün, partiler arası rekabetten çok, partilerin kendi içlerindeki ilkesel yenilenme kapasitesine dayanması gerektiğini söyledi. Yüce, demokratik temsilin kökleşmesi için siyasetin popülist dalgalardan arınarak kurumsal akla ve etik sorumluluğa dayanması gerektiğine inandığını da sözlerine ekledi.