Almanya’da iş dünyası, AfD ile ilişkileri yeniden tartışıyor. Aile Şirketleri Derneği tutumunu gözden geçirirken büyük şirketler ise tepki gösteriyor.
Almanya’da AfD İş Dünyası İlişkisi Yeniden Tartışılıyor
Almanya’da çok sayıda işletme, uzun süredir aşırı sağcı AfD’ye karşı mesafeli bir tutum sergiliyordu. Göç karşıtı söylemleri nedeniyle tepki çeken parti, seçim dönemlerinde sık sık eleştiriliyor ve şirketlerin etkinliklerine davet edilmiyordu. Ancak son gelişmeler, bu yaklaşımda belirgin bir değişim yaşandığını gösteriyor.
Handelsblatt’ın haberine göre Almanya Aile İşletmeleri Derneği, yıllardır uyguladığı dışlayıcı politikasını yeniden değerlendiriyor. Dernek Başkanı Marie-Christine Ostermann, güvenlik duvarı olarak tanımlanan mesafenin artık aynı şekilde devam etmeyeceğini belirtti. Bu açıklama, özellikle Federal Meclis üyelerinin davet edildiği son “Parlamenterler Akşam Yemeği” etkinliğinde AfD temsilcilerinin bulunmasıyla dikkat çekti.
Ostermann, eyalet düzeyindeki organizasyonlarda bu kadar sert bir mesafe politikasının zaten uygulanmadığını da ifade etti. Buna rağmen dernek, AfD’nin hükümet ortağı olmasına sıcak bakmadığını açık biçimde duyurdu.

Almanya’da aralarında Miele, BMW gibi pek çok aile şirketinin yer aldığı Almanya Aile Şirketleri Derneği’nin AfD’ye mesafeli durma tavrı yakın gelecekte değişebilir
Öte yandan Almanya Aile Şirketleri Vakfı, mevcut tutumunu değiştirmeye niyetli değil. Vakfın Başkanı Rainer Kirchdörfer, hem AfD’yi hem de Sol Parti’yi “aşırıcı” olarak gördüklerini ve bu iki partiyi etkinliklere davet etmediklerini söyledi. Ona göre bu partilerin savunduğu değerler, aile şirketlerinin temsil ettiği ilkelerle örtüşmüyor.
Kirchdörfer ayrıca AfD’nin ekonomi programının, ülke içindeki girişimcilik yapısını zayıflatabileceğini belirtti. Ancak yine de merkez partilerin sorunlara yeterince çözüm üretemediğini söyleyerek siyasi sorumluluğu hatırlattı.
Handelsblatt’ın aktardığı bir diğer dikkat çekici gelişme ise Deutsche Bank’ın kararı oldu. Banka, Aile İşletmeleri Derneği’nin merkez binalarında düzenlediği Parlamenterler Akşam Yemeği’ne AfD temsilcilerinin davet edilmesi üzerine gelecek yıl için yapılmış sözleşmeyi iptal etti. Bu karar, iş dünyası içindeki tartışmayı daha da görünür hâle getirdi.
Derneğin Genel Müdürü Albrecht von den Hagen ise AfD’yi tamamen dışlama yaklaşımının artık sonuç vermediğini söyleyerek bu adımın gerekçesini açıkladı.
Almanya Orta Ölçekli İşletmeler Birliği (BVMW), AfD’nin son anketlerde ulaştığı yüksek destek oranlarına dikkat çekti. Birliğin Genel Müdürü Christoph Ahlhaus, bu durumun uzun süredir uygulanan dışlama politikasının etkili olmadığını gösterdiğini ifade etti. Kısa süre içinde resmi bir pozisyon oluşturacaklarını belirten Ahlhaus, bölgesel etkinliklerde zaman zaman AfD temsilcilerinin yer aldığını da aktardı.
BVMW, 28 bini aşan üyesiyle Almanya’daki en geniş ekonomik örgütlerden biri. Aile İşletmeleri Derneği ise 6 bin 500 üyesiyle 180 binden fazla aile şirketini temsil ettiğini söylüyor. Bu şirketlerde yaklaşık sekiz milyon kişi çalışıyor. Aile Şirketleri Vakfı da aralarında Bosch, Schwarz Grubu, Hella ve Deichmann gibi devlerin bulunduğu 600 işletme tarafından destekleniyor.

Önümüzdeki yıl Almanya’nın doğusundaki bazı eyaletlerde yapılacak olan eyalet meclisi seçimlerinden AFD’nin açık ara farklı birinci parti olarak çıkacağı tahmin ediliyor
Almanya, istihdamda rekor seviyelere ulaşmış olsa da birçok sektörde ciddi iş gücü açığı bulunuyor. Önümüzdeki beş yıl içinde yaklaşık beş milyon nitelikli çalışanın eksik olacağı tahmin ediliyor. Bu nedenle aşırı sağ politikaların göçü sınırlandırması, işverenler tarafından büyük bir sorun olarak görülüyor.
Üstelik Almanya’nın doğu eyaletlerinde AfD’ye olan yüksek desteğe rağmen, birçok işletme bu politikaların iş gücü ihtiyacını olumsuz etkilediğini savunuyor. Deutsche Bank, Siemens ve Deutsche Bahn gibi büyük şirketler de aşırı sağa karşı ortak açıklamalar yaparak demokratik değerlere vurgu yapmıştı.
Artan oy oranları ve siyasi kutuplaşma, ekonomik çevrelerin AfD’ye bakışını yeniden şekillendiriyor. Bazı kuruluşlar mesafeyi azaltırken, diğerleri sert tutumunu koruyor. Bu nedenle Almanya’da şirketler ile aşırı sağ arasındaki ilişki önümüzdeki dönemde daha fazla tartışılacak gibi görünüyor.