IFLScience’ta yer alan habere göre, ayılar ve kurtlar Avrupa ile Kuzey Amerika’da yaşarken, Afrika bu türlerin dev boyutlu versiyonlarına sahip değil. Ancak kıta, yaşayan en büyük kara hayvanı olan Afrika fili, en uzun canlı olan zürafa, en büyük kuş devekuşu ve en iri primat doğu gorili gibi türlerle öne çıkıyor. Ayrıca bir tonun üzerinde ağırlığa ulaşan gergedanlar ve su aygırları da Afrika ekosisteminin ayrılmaz bir parçası.
Geçmişte dev kara canlıları dünyanın farklı bölgelerinde de yaşamıştı. Örneğin, yaklaşık 100 milyon yıl önce günümüz Arjantin topraklarında yaşayan dev dinozor Patagotitan mayorum, bilinen en büyük kara canlılarından biriydi. Benzer şekilde, yaklaşık bin yıl önce Madagaskar’da nesli tükenen fil kuşları, tarihin en iri kuş türü olarak biliniyor. Ancak bu türlerin hiçbiri günümüze ulaşamadı.
Afrika, tarih boyunca yaşanan kitlesel yok oluşlardan etkilenmiş olsa da diğer kıtalara kıyasla megafaunasını büyük ölçüde korumayı başardı. 2024’te yayımlanan bir araştırma, Sahra Altı Afrika ve tropikal Asya’daki türlerin, diğer bölgelere kıyasla daha düşük yok olma oranına sahip olduğunu ortaya koydu.
Bilim insanları, bunun nedeninin Afrika’daki hayvanların insanlarla birlikte evrimleşmiş olması olduğunu belirtiyor. İlk insan türleri Afrika’da ortaya çıkarken, burada yaşayan büyük hayvanlar insan avcılığına karşı daha temkinli ve uyumlu hale geldi. Bu da onların hayatta kalma şansını artırdı.
Araştırmada, insanlığın Afrika’dan diğer kıtalara yayılmasıyla birlikte özellikle iri gövdeli ve adalarda yaşayan türlerin hızla yok olduğu vurgulandı. Ancak Afrika’daki megafauna, insana karşı geliştirdiği davranışsal savunmalar sayesinde daha dirençli hale geldi.
Bilim insanlarına göre bu durum, Afrika’nın bugün hâlâ devasa canlılara ev sahipliği yapabilmesinin en önemli nedeni. İnsanlarla birlikte evrimleşen Afrika hayvanları, doğanın en dayanıklı türlerinden bazılarını oluşturdu.
