
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde “2025 TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri Töreni”nde açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yapay zekadan, otonom sistemlere, veri depolama ve işleme merkezlerine kadar ülkelerin imrenerek baktığı çalışmalara imza atıyoruz. Kısa süre önce bir bulut stratejisi anlaşması imzalandı. Bu proje ile Türkiye dijital bir köprü olacak. Ülkemiz, bölgesinin veri üssü konumuna gelecektir” dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde “2025 TÜBA ve TÜBİTAK Bilim Ödülleri Töreni”nde açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Çok geniş bir yelpazede eser veren hocalarımızı başarılarından dolayı tebrik ediyorum.
Bugüne kadar TÜBA GEBİB ödülü kazanan bilim insanlarımızın sayısı 697’ye yükselmiş oluyor.
Hemen her bölgeden bilim insanlarımızın ödül aldığını görüyoruz. Farklı şehirlerimizdeki üniversitelerin bilim havuzuna yeni ve yenilikçi katkı yaptığının açık göstergesidir. Bilim dünyamıza kazandırdıkları bu eserlerin, çok daha özgün ve nitelikli çalışmaların da önünü açmasını temenni ediyorum.
İnsan, bilmek, anlamak ister. Doğanın, tarihin, eşyanın, kainatın, oluşların anlamını kavramak, insan olmanın ayrıca vasfıdır. Bilimin en temel özelliği ise birikim ve evrenselliğe dayalı olmasıdır.
Üretilen bilimsel bilgi, hem mukayeseli hem de etkileşimli şekilde sürekli gelişir. Dünyaya sayısız değerler kazanmış bir medeniyetin devamı olarak bu alanda önde gelen ülkeler arasındayız. Mesela astronomiye dayalı çalışmalar, bizde bin yıl öncesine uzanmaktadır. Batıda kurulan ilk üniversiteler bizim metotlarımızın örnek alınmasıyla faaliyetlerine başlamıştır.
Hekimlerimiz, alimlerimiz, mimarlarımız, şairlerimiz, zihin ve gönül dünyamızı yoğuran binlerce mahir el bugünkü medeniyetin temellerini atmıştır. Tarihte iz bırakan medeniyetler insanlara yön veren şahsiyetler üzerine inşa edilmiştir. Eserlerimizle, fikirlerimizle bu toprakta yetişen alimlerimizle bilime ve insanlığa geçmişte büyük katkılar yaptık. Ecdadımızla daima iftihar edeceğiz ancak geçmişe de takılı kalmayacağız. Maziden aldığımız birikimi, heybemizi daha da doldurarak, güçlendirerek ve elbette zenginleştirerek taşıyacağız.
Bilgiye giden yolları yalnızca aklımızla değil, sezgimiz, kalbimiz, vicdan ve merhametimizle inşa edeceğiz. Hem bilimdeki güncel gelişmeleri takip etmek, içselleştirmek hem de milli kimliğimize münhasır fikir ve eserlerle geleceği inşa etmek zorundayız. Çalışmalarımızı da bu anlayışla devam ettiriyoruz.
Nasıl bal bal demekle ağız tatlanmazsa, destek ve himaye olmadan da ilim, kültür, sanat gelişmez. Hükümet olarak bilimsel faaliyetleri AR-GE aşamasından somut çıktılarına kadar her alanda destekliyoruz. Özellikle gençlerimizi teşvik ediyoruz.
Sadece TÜBİTAK bünyesindeki akademik ARGE destek programlarıyla 36 bini aşkın projeye 153 milyar TL kaynak, 415 bin 119 bilim insanımıza 46,5 milyar TL, özel sektörde 134 milyar TL kaynak, 2007’den bu yana 53 bin 384 projeye 8.22 milyar TL’lik destek verdik. Teknoparklar 2’den 113’e çıktı. ARGE merkezlerinin sayısını 360’a çıkarttık.
Milli uzay programımızla farklı düzeylerdeki burs, staj, eğitim ve atölye programlarımızla tüm gençlerimizin yanındayız. Büyük bir ivme yakaladık. 13.’sünü düzenlediğimiz Teknofestle milyonlarca gencimizi inovasyonla buluşturduk. 7 yıl içinde kütüphane kullanım alanını 800 bin metrekareye çıkarttık.
2026’da toplam kütüphane kullanım alanımızı 1 milyon metrekarenin, oturma kapasitemizi 200 bin kişinin üzerine çıkartmayı hedefliyoruz. Dünyanın 3. büyük kütüphanesi olan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi’ni de akademisyenlerimizin hizmetine sunduk.
Yapay zekadan, otonom sistemlere, veri depolama ve işleme merkezlerine kadar ülkelerin imrenerek baktığı çalışmalara imza atıyoruz. Kısa süre önce bir bulut stratejisi anlaşması imzalandı. Bu proje ile Türkiye dijital bir köprü olacak. Ülkemiz, bölgesinin veri üssü konumuna gelecektir.
Bütün bunları, önümüze çıkartılan çeşitli engellere rağmen, Sinop’taki füze denemelerimize balıklar tedirgin oluyor diyerek karşı çıkan muhalefete rağmen yapıyoruz. Bu salonda bulunan bilim insanlarımızın Türkiye’ye hizmet etme şevkine sonuna kadar güveniyoruz. ‘Balıklar ürküyor’ tarzı absürt argümanlarla önümüzü kesmeye çalışanlara aldırmadan yeni buluşlara imza atmaya devam edeceğiz.
İşte Nobel ödüllü bilim adamımız Profesör Doktor Aziz Sancar, İşte Fuat Sezgin, İşte dünyaca ünlü matematikçimiz Cahit Arf… Ve daha nicesi… Örnek alınması gereken başarı hikayeleri olarak hepimizin karşısında duruyor. Bu bayrağı sizler devralacaksınız.
Bu yolculukta en büyük ihtiyacımız tarihimizden miras kalan özgüvene sıkı sıkıya sarılmaktır. Üniversitelerimiz ve bilim camiamız ideolojik baskılardan arındıkça kendi mecrasına doğru akıyor.