
ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Ukrayna Savaşı’nı bitirmeye yönelik süren diplomatik çabalara dair açıklamada bulundu. Vance, Rusya’nın Donetsk üzerinde tam toprak kontrolü istediğini ifade etti.
ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, Ukrayna ile Rusya arasında yürütülen müzakerelerde toprak başlığının giderek daha net bir çerçeveye oturduğunu belirterek, Ukraynalı yetkililerin Donetsk’in geleceğine ilişkin özel görüşmelerde dikkat çekici değerlendirmelerde bulunduğunu öne sürdü.
İngiltere merkezli UnHerd sitesinden yazar Sohrab Ahmari’ye konuşan Vance, ateşkes görüşmelerine ve ABD’nin dış politika yaklaşımına dair açıklamalarda bulundu. Vance, müzakerelerde özellikle toprak meselesinin belirleyici bir unsur haline geldiğini ifade ederek, Rusya’nın Donetsk üzerinde “tam toprak hakimiyeti” talep ettiğini, Ukrayna’nın ise bu talebi ciddi bir güvenlik riski olarak gördüğünü aktardı.
Vance, Ukraynalı tarafın kapalı kapılar ardında yapılan temaslarda Donetsk’in uzun vadede kaybedilebileceği ihtimalini kabul ettiğini savunarak, bu konunun müzakere sürecinde önemli gecikmelere yol açtığını dile getirdi.
Rusya-Ukrayna Savaşı’na ilişkin görüşmelerde tarafların hem açık hem de gizli başlıklarda pozisyonlarını daha net ortaya koymaya başladığını belirten Vance, belli ölçüde ilerleme sağlandığını ancak sürecin kalıcı ve barışçıl bir çözüme ulaşıp ulaşamayacağının henüz belirsiz olduğunu söyledi.
Röportajda, NATO ile Rusya arasındaki gerilimin arttığı bir dönemde ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa’ya yönelik eleştirileri de gündeme geldi. Bu eleştirilerin hatırlatılması üzerine Vance, Washington yönetiminin Avrupa ittifakını zayıflatmak ya da kıta ülkelerini birbirine karşı konumlandırmak gibi bir hedefi olmadığını belirtti. ABD’nin beklentisinin, Avrupa’nın savunma ve ekonomi başta olmak üzere daha fazla “kendi kendine yetebilir” hale gelmesi olduğunu vurguladı.
Avrupa’nın ekonomik ve kültürel anlamda bir durgunluk sürecine girdiğini savunan Vance, ABD’nin güçlü, özgüveni yüksek ve daha dinamik bir Avrupa görmek istediğini ifade etti. ABD’nin köklerinin Avrupa medeniyetine dayandığını hatırlatan Vance, Avrupa’nın güçlenmesine yönelik politikaların desteklendiğini ancak bunun büyük ölçüde Avrupalı ülkelerin sorumluluğunda olduğunu dile getirdi.
Vance ayrıca, bazı Avrupa ülkelerinde radikal görüşlere yakın siyasi figürlerin yerel düzeyde başarı elde ettiğini ileri sürerek, bu tür ideolojilerin uzun vadede nükleer güce sahip ülkelerde etkili hale gelmesinin ABD’nin güvenliği açısından ciddi sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.
ABD ile Avrupa arasında kültürel etkileşim, eğitim ve askeri iş birliğinin sürmesini istediklerini belirten Vance, bu ilişkinin sağlam bir kültürel temel olmadan ayakta kalamayacağını ve uzun vadede bu zeminin zayıflama riski taşıdığını sözlerine ekledi.