Asgari ücret zammı: Emeğin büyümeden aldığı pay nasıl düştü?

Asgari ücret görüşmeleri öncesi açıklanan büyüme verileri, emek payının gerilediğini ve gelir dağılımındaki bozulmanın derinleştiğini ortaya koydu.

Asgari ücret zammı: Emeğin büyümeden aldığı pay nasıl düştü?
Yayınlama: 01.12.2025 23:08
Düzenleme: 01.12.2025 23:11
A+
A-

Asgari Ücret Görüşmeleri Başlarken Gelir Dağılımındaki Bozulma Dikkat Çekiyor

Asgari ücret görüşmelerinin başlamasına sayılı günler kala açıklanan resmi ekonomik veriler, Türkiye’de büyümenin toplumun geniş kesimlerine eşit yansımadığını bir kez daha ortaya koydu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2025 yılının üçüncü çeyrek büyüme verileri, ekonominin yüzde 3,7 oranında büyüdüğünü gösterirken; emek-sermaye bölüşümündeki dengenin ise çalışanlar aleyhine daha da bozulduğunu ortaya koydu.

Önümüzdeki yıl için belirlenecek asgari ücret görüşmeleri öncesinde gelen bu veriler, yalnızca ücret artışını değil, aynı zamanda gelir dağılımı ve refah paylaşımına ilişkin tartışmaları da yeniden gündeme taşıdı.

Asgari Ücretlinin Alım Gücü Hızla Eriyor

Türkiye’de çalışanların neredeyse yarısını doğrudan ilgilendiren asgari ücrete geçen yıl enflasyonun yüzde 45 olduğu ortamda yalnızca yüzde 30 zam yapılmıştı. Bu artış, asgari ücretlinin sadece yılın ilk ayında açlık sınırının üzerinde kalmasına yetti. Yıl ilerledikçe yükselen fiyatlar karşısında ücretlinin alım gücü hızla geriledi.

Ekim ayında yıllık enflasyonun yüzde 32,87 olarak açıklanmasıyla birlikte asgari ücretlinin 10 aylık gelir kaybı 6 bin 322 liraya ulaştı. Bu tablo, asgari ücret pazarlıklarının yapılacağı dönemde ücretli kesimin pazarlık gücünün ne kadar zayıfladığını da gözler önüne serdi.

Sanayide üretim yapan bir işçi torna makinesinde metal parça işliyor

Sanayide üretim yapan bir işçi torna makinesinde metal parça işliyor

Emek Payı Gerilerken Sermaye Kazanıyor

TÜİK’in gelir yöntemiyle açıkladığı milli gelir verilerine göre, 2025’in üçüncü çeyreğinde işgücü ödemelerinin Gayrisafi Katma Değer içindeki payı yüzde 35’e geriledi. Bu oran bir önceki çeyreğe göre 3,4 puanlık düşüş anlamına geliyor.

Aynı dönemde işletme artığı ve karma gelir olarak tanımlanan kâr, faiz ve rant gelirlerinin payı ise 5,4 puan artarak yüzde 46,7’ye yükseldi. Veriler, ekonomik büyümeden elde edilen gelirin giderek daha fazla sermaye lehine paylaşıldığını, çalışanların milli gelirdeki ağırlığının ise hızla azaldığını ortaya koyuyor.

Bu gelişme, yüksek enflasyonun aşındırıcı etkisiyle birlikte değerlendirildiğinde, ücretli çalışanların reel anlamda daha da yoksullaştığı bir ekonomik yapıya işaret ediyor.

DİSK Verileri Ücretlilerin Durumunu Ortaya Koyuyor

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) tarafından yayımlanan araştırmaya göre 2012 yılında ortalama ücret, asgari ücretin 2,25 katıyken bu oran 2022 yılında 1,56 katına kadar geriledi.

Özel sektörde çalışan işçilerin yüzde 53,2’si asgari ücret ve onun yüzde 10 fazlası arasında bir gelir elde ediyor. Asgari ücretin yüzde 5 üzerinde veya altında maaş alanların oranı ise tüm özel sektör çalışanlarının yüzde 49,6’sını oluşturuyor. Bu veriler, asgari ücretin fiilen “genel ücret” haline geldiğini gösteriyor.

Büyümeyi İç Tüketim ve İnşaat Sürükledi

Üçüncü çeyrek büyüme verilerine bakıldığında ekonomideki genişlemenin büyük ölçüde iç talebe dayandığı görülüyor. Hanehalkı nihai tüketim harcamaları yıllık bazda yüzde 4,8 artarak büyümeye en güçlü katkıyı veren kalemlerden biri oldu.

Devletin nihai tüketim harcamaları ise yalnızca yüzde 0,8 artarak büyümeye sınırlı katkı sundu. Yatırımların göstergesi olan gayrisafi sabit sermaye oluşumu yüzde 11,7 artış kaydetti. Ancak bu artışın büyük bölümü inşaat yatırımlarından kaynaklandı. Makine ve teçhizat yatırımlarındaki zayıf artış, üretken kapasitenin yeterince güçlenmediğine işaret ediyor.

İnşaat Çift Haneli Büyürken Tarım Sert Daraldı

Faaliyet kolları bazında bakıldığında inşaat sektörü, üçüncü çeyrekte yüzde 13,9 büyüme ile öne çıktı. Sanayi üretimi yüzde 6,5 artarken; bilgi-iletişim, finans ve sigorta gibi alanlarda da çift haneli büyümeler gerçekleşti.

Buna karşın tarım sektörü yüzde 12,7 daralarak yılın en zayıf performansını sergiledi. Tarımdaki küçülmede iklim koşulları, girdi maliyetlerindeki artış ve verim kayıpları etkili oldu. Bu durum, gıda fiyatları üzerindeki yapısal baskının da əsas nedenlerinden biri olarak değerlendiriliyor.

Büyüme verilerine göre tarım sektöründe yüzde 127 daralma kaydedildi

Kırsal alanda biçerdöver ve traktörle gerçekleştirilen buğday hasadı

Dış Ticaret Büyümeyi Aşağı Çekti

Üçüncü çeyrekte dış ticaret verileri büyümeye negatif katkı verdi. Mal ve hizmet ihracatı yüzde 0,7 azalırken, ithalat yüzde 4,3 arttı. Net dış talebin büyümeyi aşağı çektiği bu dönemde, iç tüketime dayalı büyüme modelinin daha kırılgan hale geldiği görülüyor.

Türkiye ekonomisinin son dönemde net ihracat katkısının negatife dönmesi, cari açık riskini artıran temel unsurlar arasında yer alıyor.

Asgari Ücret Pazarlığında Kritik Dönemeç

Ekonomide büyümenin sürmesine rağmen emek payındaki düşüş, asgari ücret görüşmelerine girilirken bölüşüm tartışmalarını daha da alevlendirdi. Gelir dağılımındaki bozulma yalnızca düşük gelir gruplarını değil, toplam istihdam içindeki geniş ücretli kesimi de doğrudan etkiliyor.

Uzmanlara göre asgari ücret yalnızca bir ücret belirleme süreci değil; aynı zamanda Türkiye’de gelir adaleti, yoksulluk ve refah paylaşımının da en önemli göstergelerinden biri olmayı sürdürüyor.

Kırılgan ve Düşük Kaliteli Büyüme Endişesi

Yıllık enflasyonun yüzde 30 seviyelerinde seyrettiği bir dönemde kaydedilen yüzde 3,7’lik büyüme, kaliteli büyüme tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Tarımdaki sert daralma, büyümenin inşaat ve tüketime dayalı olması ve dış ticaretin olumsuz katkısı, büyümenin sürdürülebilirliği konusunda ciddi soru işaretleri oluşturuyor.

Gelir dağılımındaki bozulmanın derinleşmesi, ekonomik genişlemenin geniş toplum kesimlerinde refah artışı olarak hissedilmesini engelliyor.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.