Peru’nun eski Devlet Başkanı Martin Vizcarra, yolsuzluk ve rüşvet suçlamaları nedeniyle 14 yıl hapis ve 9 yıl kamu görevinden men cezasına çarptırıldı.
Peru’da uzun süredir devam eden yolsuzluk soruşturması, ülke siyasetinde yeni bir kırılma yarattı. Peru Başsavcılığı, eski Devlet Başkanı Martin Vizcarra’nın, görevde bulunduğu dönemle bağlantılı yolsuzluk ve rüşvet suçlamaları nedeniyle 14 yıl hapis cezasına çarptırıldığını açıkladı. Açıklama, ülkede hem kamuoyu hem de siyasi çevrelerde geniş yankı uyandırdı. Vizcarra’nın aynı zamanda dokuz yıl süreyle kamu görevinden men edilmesine karar verilmesi, davanın ciddiyetini gözler önüne serdi.
Başsavcılık tarafından yapılan resmi duyuruda, Vizcarra’nın Moquegua bölgesel hükümetinin başkanı olduğu dönemle ilgili geniş kapsamlı soruşturmanın sonuçlandığı ve mahkemenin suçlamaları doğruladığı belirtildi. Karar, Peru’da son yıllarda art arda gündeme gelen siyasi yolsuzluk dosyalarının en dikkat çekenlerinden biri olarak değerlendiriliyor.
Başsavcılığın açıklamasında özellikle Lomas de Ilo ve Moquegua kalkınma projeleri üzerinde duruldu. Soruşturmayı yürüten özel ekip, Vizcarra’nın bu projeler sırasında bazı müteahhitlik şirketlerinden rüşvet aldığını ve karşılığında onlara milyonlarca dolar değerinde altyapı ihaleleri sağladığını tespit ettiklerini belirtti.
İddialara göre Vizcarra’nın, Moquegua valiliği yaptığı dönemde kamu projelerini manipüle ederek belirli şirketlere avantaj sağladığı ve bu şirketlerden yasa dışı ödemeler kabul ettiği ifade edildi. Savcılar, suçlamaların yalnızca “görevi kötüye kullanma” ile sınırlı olmadığını, doğrudan yasadışı maddi çıkar sağlama unsurları taşıdığını vurguladı.
Kararın ardından Vizcarra, X sosyal medya hesabından dikkat çeken bir açıklama yaptı. Eski devlet başkanı, verilen cezayı “siyasi bir intikam” olarak nitelendirerek şu ifadeleri kullandı:
“Bu adalet değil, intikam. Ama beni kıramayacaklar.”
Vizcarra, uzun süredir hakkındaki suçlamaları reddediyor ve davanın siyasi amaçlarla manipüle edildiğini savunuyordu. Kendisine yönelik yargı sürecinin adil olmadığını belirten Vizcarra, kararın ardından temyiz yoluna gideceğini açıkladı.
Peru son yıllarda üst üste gelen yolsuzluk skandalları nedeniyle siyasi açıdan çalkantılı bir dönemden geçiyor. Ülkede son altı devlet başkanının farklı yolsuzluk soruşturmalarına konu olması, kamuoyunda güven erozyonunu artırmış durumda. Vizcarra’nın cezası, bu zincirin son halkası olarak görülüyor.
Uzmanlara göre Vizcarra hakkında verilen karar, Peru’da yargının siyasi figürlere yönelik tutumunun sertleştiğinin bir göstergesi. Aynı zamanda ülke içinde yolsuzlukla mücadele adına önemli bir adım olarak yorumlanıyor. Ancak Vizcarra’nın suçlamaları kabul etmemesi ve kararın siyasi olduğunu öne sürmesi, Peru’da yeni tartışmaların fitilini ateşlemiş durumda.
Bu karar, Peru içinde politik dengeleri değiştirebilecek potansiyele sahip. Vizcarra’nın hâlen geniş bir halk desteği bulunuyor ve 2020’de görevden alınması sonrası sokak protestoları yaşanmıştı. Dolayısıyla verilen hapis cezası, hem destekçileri hem de muhalifleri tarafından dikkatle takip ediliyor.
Siyasi analistler, Vizcarra hakkında verilen cezanın yaklaşan seçimler öncesi muhtemel ittifakları, oy oranlarını ve muhalefet sahnesini etkileyebileceğini belirtiyor. Vizcarra’nın kamu görevinden men edilmesi, siyasi arenadan tamamen uzaklaştırılması anlamına geldiği için Peru’nun politik geleceğinde ciddi bir boşluk yaratabilir.