Antibiyotik direncinin farkında mısınız?

Antibiyotik direncinin farkında mısınız?
Yayınlama: 24.11.2025 05:36
A+
A-

Antibiyotikler tıp tarihinin en önemli buluşlarından biri olarak biliniyor. Ancak kontrolsüz kullanımı, çağımızın en önemli sorunlarından biri olan ‘antibiyotik direnci’ne yani bu ilaçların bakterileri öldürme yeteneğini kaybedip, etkisini yitirmesine yol açıyor…

Bu durumun, bakteriyel enfeksiyonların tedavisini zorlaştırarak, hayati tehlike yarattığına dikkat çeken İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu Üyesi Uzman Dr. Gülşah Keçebaş ‘Antibiyotik Farkındalık Haftası’ kapsamında hayati uyarılarda bulundu…

Uzman Dr. Gülşah Keçebaş

Bir zamanlar basit bir boğaz ağrısı bile ‘ölüm’ demekti

Enfeksiyon hastalıkları, 19. yüzyıl sonuna kadar insanlık için büyük bir tehditti. Basit bir boğaz enfeksiyonu ya da zatürre ölüm fermanı demekti. 19. yüzyılın sonunda insanlar, görünmez düşman ‘mikroplar’ karşısında çaresizdi. Cerrahlar eldiven kullanmadan ameliyat yapıyor, doğum yapan kadınların yarısı enfeksiyon nedeniyle kaybediliyordu. Mikroskoplar yeni yaygınlaşıyor, mikrop teorisi temkinli biçimde anlatılıyordu. Henüz kimsenin elinde mikropları durdurabilecek bir silah yoktu.

Aşırı ve yanlış kullanımla tehlike geri döndü

Fleming 1945’te ‘İnsanlar bilinçsizce penisilin kullanırsa mikroplar direnç kazanacak’ demişti. Ne yazık ki bu gerçek oldu. Antibiyotiklerin aşırı ve yanlış kullanımı bakterileri eğitti. Günümüzde antibiyotikler bakterileri öldürme yeteneklerini kaybedip, etkilerini yitirmeye başladı yani ‘antibiyotik direnci’ gelişti.

Bu yüzden dirençli suşlar yayıldı, basit enfeksiyonlar tekrar ölümcül hale gelmeye başladı. Günümüzde antimikrobiyal direnç yılda 1,2 milyondan fazla insanın doğrudan ölümüne neden olmaya başladı.

Mucizesi tükenmeye başladı

Antibiyotikler insanlığın en parlak keşiflerinden biridir ama yanlış kullanıldığında kendi mucizesini tüketen bir armağandır.

Tarih bize şunu öğretti: Her mucize, akılla korunmadıkça sonsuza dek sürmez. Bu yüzden her reçete bir sorumluluk, her ilaç bir karardır. Antibiyotik Farkındalık Haftası sadece bir hatırlatma değil; tıbbın bu sessiz kahramanlarını koruma çağrısıdır.

Penisilinin keşfi tıbbın kaderini değiştirdi

1928’de Londra’daki St. Mary’s Hastanesi’nin laboratuvarında çalışan İskoç bakteriyolog Alexander Fleming, bir Petri kabını incelerken tuhaf bir şey fark etti… Mantar bulaşmış kültürün etrafında bakteriler ölmüştü.

Fleming bu basit ama devrimsel olayı ‘Penicillium notatum’ adlı mantarın salgıladığı bir maddenin bakterileri öldürmesine bağladı. Adını penisilin koydu ve tıp tarihinin yönü değişti.
Penisilini klinik kullanıma sokmak yıllar aldı ancak II. Dünya Savaşı’nın sessiz kahramanına dönüştü.

Birçok hastalık öldürücü olmaktan çıktı

1940’lı-1970’li yıllar “antibiyotiklerin altın çağı” olarak anıldı. Tıpta devrim yarattı. Streptomisin, tetrasiklin, eritromisin, sefalosporinler… Her biri farklı bakterilere karşı umut oldu. Pnömoni, menenjit, frengi, tüberküloz öldürücü olmaktan çıktı. Cerrahi girişimler artık güvenliydi; sezaryenler, organ nakilleri, kemoterapiler mümkün hale geldi. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre antibiyotiklerin devreye girmesiyle enfeksiyon ölümleri yüzde 80’in üzerinde azaldı, yaşam süresi onlarca yıl uzadı.”

Antibiyotik nasıl kullanılmalı?

Antibiyotikler yalnızca bakteriyel enfeksiyonlarda etkilidir. Grip, soğuk algınlığı gibi viral enfeksiyonlarda etkili değildir. Bakteriyel bir enfeksiyon varsa verilen antibiyotik de önerilen sürede, önerilen doz ve aralıklarda kullanılmalıdır.

Antibiyotikler önerilen sürede kullanılmazsa ya da erken bırakılırsa bakteriler yeniden çoğalmaya başlar. Ayrıca viral enfeksiyonlarda antibiyotiklerin işe yaramadığı bilmek ve doktor antibiyotik önermiyorsa bu konuda ısrarcı olmamak gerekir.

Bu tehlikeden korunmanın en etkili ve kolay yolu

Özellikle el hijyenine dikkat etmek mikroplardan korunmayı sağlayarak, antibiyotik kullanımını azaltır. Dolayısıyla hayati tehlike yaratan antibiyotik direncini de engeller.

İdrar yolu enfeksiyonları artık haftalarca sürüyor

Bakteriler genetik miraslarını ustalıkla başka bakterilere aktarabilirler. Tarımda ve hayvancılıkta antibiyotiklerin kontrolsüz kullanımı bu döngüyü hızlandırır.

Bugün basit bir idrar yolu enfeksiyonu bile ilaca dirençli bakteriler yüzünden haftalarca sürebiliyor. Kanser-organ nakli hastaları, yeni doğanlar ve yaşlılar için bu enfeksiyonlar ölümcül hale gelebiliyor. Eğer yeni antibiyotikler geliştirilmez ve bilinçli kullanım yaygınlaşmazsa, 2050’de her yıl 10 milyon insan direnç nedeniyle hayatını kaybedebilir.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.