Euronews’te yer alan habere göre; Bali sahilleri sadece turizm açısından değil, aynı zamanda dini açıdan da büyük önem taşıyor. Özellikle Segara Kerthi ve Pakelem gibi deniz kenarında düzenlenen Hindu ritüelleri için açık erişim, yerel halkın dini özgürlükleri açısından vazgeçilmez. Ancak son yıllarda yaşanan inşaat patlamasıyla birlikte kıyıların önemli bir kısmı turistik işletmelerle doldu ve plajlara girişin engellendiği olaylar artış gösterdi.
Ulusal yasalar plajların özelleştirilemeyeceğini belirtse de, uygulamada bu kurallar sık sık ihlal ediliyor. Koster, bazı otel ve villa sahiplerinin “sanki denizin de sahibiymiş gibi” davrandığını, oysa sadece kara üzerindeki mülkiyet haklarına sahip olduklarını vurguladı.
Son yıllarda yaşanan bazı olaylar kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. 2023’te Nusa Dua’daki Geger Plajı’nda bir ziyaretçi, otel müşterilerine manzara sunmak gerekçesiyle alandan çıkarıldı. Sanur’da ise bir Balili anne ve çocuğunun bir tatil köyünün arkasındaki sahilden uzaklaştırıldığı bildirildi. Buleleng’de sahil kenarında villa kiralayan bazı turistlerin, yerel halkın yüzmesini engellediği iddia edildi.
Vali Koster, düzenlemenin 2025 yılı sona ermeden yasalaşmasını hedefliyor ve meclis üyelerine süreci hızla ele alma çağrısında bulunuyor. Yeni yasanın, sadece sahil erişimini güvence altına almakla kalmayacağı; aynı zamanda aşırı turizm baskısını azaltmaya yönelik daha geniş çaplı bir dizi önlemin de parçası olacağı belirtiliyor.
Yerel yönetim ayrıca, Bhutan’daki sürdürülebilir turizm modelini örnek alarak günlük turist vergisi sistemini gündeme getirdi. Amaç, Bali’yi daha bilinçli ve yüksek harcama yapan turistler için cazip hale getirmek. Gelişmenin yoğun olduğu bölgelerde yeni otel izinleri de geçici olarak durduruldu.