Avrupa’nın ortasında sessiz bir işgal

Avrupa’nın ortasında sessiz bir işgal
Yayınlama: 20.11.2025 12:30
A+
A-

Mossad’ın açıklaması yalnızca bir iddia ve henüz Almanya, Avusturya ya da AB kurumları tarafından resmi olarak doğrulanmış değil. Buna rağmen İsrail, Avrupa’daki Filistinli ve Arap kökenli toplulukları hedef gösteren yeni bir söylem hattı inşa ediyor.

Mossad’ın açıklamasına göre Almanya ve Avusturya güvenlik birimleriyle “karmaşık operasyonlar” yürütüldü, bazı “şüpheli” kişiler gözaltına alındı ve Viyana’da Avusturya güvenlik ve istihbarat birimlerinin desteğiyle “silah depoları” bulundu.

Ancak bu bilgiler bağımsız kaynaklarla doğrulanmadığı gibi, Avrupa basını da operasyonların siyasi boyutuna dikkat çekiyor.

REKLAM

Özellikle Almanya ve Avusturya gazeteleri, Mossad’ın açıklamasını “tek taraflı bir istihbarat iddiası” olarak tanımlıyor ve Avrupa’nın bu tür operasyonlarda İsrail tarafından yönlendirilmesinden duyulan rahatsızlığı açıkça dile getiriyor.

İsrail medya kuruluşlarından bazıları ise şu ana kadar Avrupa’da binden fazla Arap kökenli kişinin gözaltına alındığını iddia ediyor. Suçlamaların merkezinde Hamas’ın “gizli altyapısı” olduğu iddia edilse de, Avrupa Birliği’nin, Avusturya veya Almanya’nın bu yönde herhangi bir resmi açıklaması yok.

Gazze’de iki yıl içinde 70 binden fazla sivili öldüren, milyonları göç ettiren, Mescid-i Aksa’da ibadeti dahi kısıtlayan İsrail, baskıcı politikalarını şimdi de Avrupa’ya taşıyor. Avrupa’da Filistin yanlısı gösterilerin en güçlü taşıyıcıları olan Filistinli dernekler, Arap toplulukları ve özellikle Kurdanski toplum örgütleri, Mossad’ın son açıklamasında dolaylı olarak hedef gösteriliyor.

İsrail’in amacı, Arap basınındaki yorumlara göre, Avrupa’da Filistin’e yönelik artan sempatiyi kırmak ve Gazze için toplanan bağışları “Hamas fonlaması” olarak kriminalize ederek bu dayanışma ağlarını dağıtmak. Arap gazeteleri, Mossad’ın açıklamasını “Avrupa’daki Filistinli varlığını kriminalize etmeye yönelik siyasi bir hamle” olarak yorumluyor.

REKLAM

Mossad’ın tek taraflı açıklamasının en çok tartışıldığı noktalardan biri ise İsrail’in kendisini Avrupa topraklarında operasyon yapma hakkına sahip bir aktör gibi sunması. Avrupa’da bazı güvenlik uzmanları bunu “egemenlik ihlali” olarak tanımlarken, bazı gazeteler konuyu “Avrupa’nın ortasında sessiz bir işgal” ifadeleriyle duyurdu.

Avrupa kamuoylarında süren tartışma şu sorulara odaklanıyor:

• İsrail, Avrupa güvenlik mimarisi üzerinde ne kadar etkili olmak istiyor?

• Filistinli topluluklara yönelik bu kriminalleştirme çabası Avrupa’nın iç dengelerini nasıl etkileyecek? • Avrupa devletleri, İsrail istihbaratının yönlendirdiği iddialara direnebilecek mi?

Sivil toplum örgütleri yeni hedef

Avrupa’nın pek çok kentinde, Gazze’deki yıkım nedeniyle bağış toplama kampanyaları, insani yardım ağları ve Filistin dayanışma dernekleri faaliyet gösteriyor. Ancak İsrail, bu faaliyetleri “güvenlik tehdidi” olarak kodlayıp Avrupa devletlerini baskı altına alıyor.

Almanya ve Avusturya basını, İsrail’in bu tutumunun Avrupa’nın siyasi atmosferini etkilediğini ve özellikle göçmen topluluklarına yönelik güvenlik politikalarını sertleştirdiğini belirtiyor. Bazı Avrupa parlamenterleri ise bunun “siyasi manipülasyon” olduğunu açıkça ifade ediyor.

REKLAM

Bu iddialar, üç ana kamuoyunda büyük tartışmalar yaratmış durumda:

Avrupa’da;

• Mossad’ın açıklamalarının doğruluğu sorgulanıyor.

• Avrupa topraklarında İsrail operasyonlarının sınırları tartışılıyor.

• Filistinli toplulukların kriminalize edilmesine karşı insan hakları örgütleri tepki gösteriyor.

İsrail’de;

• Bu açıklamalar hükümet yanlısı medyada “Mossad’ın gücü” olarak sunuluyor.

• Ancak muhalif kesimler bile bunun “uluslararası algıyı yönlendirme çabası” olduğunu belirtiyor.

Arap Dünyasında;

• İsrail’in Gazze’de soykırım uyguladığı ve şimdi Avrupa’daki Filistinlileri hedef aldığı vurgulanıyor.

• Mossad’ın iddialarının siyasi bir manevra olduğu savunuluyor.

Güvenlik mi, manipülasyon mu?

Mossad’ın açıkladığı bu iddia, yalnızca bir istihbarat bildirisi değil; Avrupa’nın siyasi atmosferini, Filistin davasının kıtadaki görünürlüğünü ve İsrail’in baskı politikalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir hamle olarak değerlendiriliyor.

REKLAM

Avrupa’nın göbeğinde giderek büyüyen bu sessiz savaş, önümüzdeki dönemde hem diplomatik hem siyasi hem de toplumsal düzeyde daha sert tartışmaların işaretini veriyor.

Avrupa’da İsrail’in Gazze’deki soykırımına karşı en güçlü sivil protestoları örgütleyen, Filistin ile dayanışma kampanyalarının ön saflarında yer alan Filistinli dernekler, Arap toplulukları ve özellikle de Kurdanski toplum örgütleri, Mossad’ın son açıklamasında dolaylı hedef olarak işaretlenmiş durumda.

İsrail medyası bu toplulukları “radikalleşme ağı” olarak kodlamaya çalışırken, Avrupa’da insan hakları örgütleri bunun açık bir kriminalleştirme ve Avrupa’daki Filistinlileri yıldırma girişimi olduğunu belirtiyor.

Mossad’ın Avrupa merkezli “silah ağı” iddiası böylece yalnızca bir güvenlik açıklaması olmanın ötesine geçerek, İsrail’in içeride uyguladığı baskı politikalarını dışarıya taşıma çabasının yeni bir yansıması olarak değerlendiriliyor.

Avrupa kamuoyu ise şu soruya giderek daha fazla odaklanıyor: Gazze’de iki yıldır durmaksızın kan döken bir devletin istihbarat açıklamaları ne kadar güvenilir olabilir?

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.