Cumhurbaşkanı Erdoğan, Uluslararası İnsan Hakları Konferansı’nda, Yankılar Sergisi Açılış Programı kapsamında açıklamalarda bulundu.
“Bu kıymetli sergiyi tertipleyen vakfımıza, organizasyonda emeği geçen her bir kardeşime şükranlarımı sunuyorum. İnsan hakları ve adalet konusunda çok güçlü iki ses olan Şule Yüksel Şenler ve Malcom X’in mücadelesini anlatan serginin hayırlı olmasını diliyorum.
Gençlerimizin bu sergiyi ziyaret etmesini tavsiye ediyorum. Kendilerinden önceki dönemde ne zorluklar verildiğini bu sergide görebilecek. Şule Yüksel Şenler hanımefendiyi minnetle, özlemle yad ediyorum. Vakfımızı da ayrıca tebrik ediyorum.
Şule hanımın mirasına sahip çıkan vakfımızın çalışmalarını takdir ediyorum.
Malcolm X’i de rahmet ve hürmetle anıyorum. Malcolm X de tehditler karşısında yılmadı, zorbalara boyun eğmedi. Ayrımcılığın kurumsallaştığı bir dönemde ırkçılığa meydan okudu, eşitsizliğe baş kaldırdı.
Aralarında binlerce kilometre olsa da her iki isim coğrafyalarının, adaletin gür ve mağrur sesi oldu. O cesur sesler gökkubbede öyle güçlü bir makes buldu ki yankıları bugün bile duyulmaya devam ediyor.
Bu uğurda bedel ödeyen her iki isim hiç tartışmasız hem kalplerdeki hem akıllardaki yerini almışlardır ve büyük bir hürmetle hatırlanacaklardır.
Dünyanın farklı kıtalarında kalpleri bizle atan ümmet olmanın şuurunu hisseden tüm kardeşlerime selamlarımı gönderiyorum.
Bizim de katkımızla ilan edilen ateşkesin ardından İsrail’in tüm müdahalelilerine rağmen yaralarını sarmaya çalışan Gazzelilere dayanışma mesajlarımı yolluyorum.
Doğru, kendine bir yol bulur. Kalpleri aydınlatır. Engelleri aşar ve coğrafyaya yayılır. Kelime anlamı itibariyle Şule, ‘ışık, alev, parıltı’ demektir. 6 yıl önce dualarla ebediyete uğurladığımız Şule Yüksel, şahsımın hayatında çok büyük bir emek sahibidir. Anadolu’yu karış karış gezdiği konferanslarıyla, kalemi ve kelamıyla bizlere güçlü bir miras bırakmıştır.
Türkiye’de başörtüsü davasının bayraktarlığını yapmış, fedakarca çalışmıştır.
Türkiye’de tüm uyuyanları uyandırmaya bir Şule yetmiştir. Bugün bize özgürlükten dem vuran faşist odakların manşetlerine girmiştir. Kara listelere adı büyük harflerle yazılmıştır. Eğer dikkat etmezseniz gazeteler mazlumlardan nefret etmenizi, zalimleri sevmenizi sağlar. Bu durum Şule Yüksel’in ferasetiyle bertaraf edilmiş ve kimin haklı olduğu o günlerde de görülmüştür.
O, hapse mahkum edildiği dönemde davasından dönmemiş, fikrin surlarına iman sancağını dikmişti. Onun duruşunu anlamak için bir noktanın altını çizmek istiyorum. Şule ablamız için bir af çıkması gündeme gelince cevabı şu olmuştur: ‘Suçsuzun affedildiği nerede görülmüş? Ben kanunlara riayet eden bir fert olarak mahkumiyetimi devam ettiriyorum. Dışarı çıkmayı reddediyorum. Benim buradan ancak cesedimi alırsınız.’
Malcolm X haksızlıkların son bulması için canı pahasına mücadele etmiştir. Amerikalı siyahilerin yükselen sesi, ötekileştirilen milyonlarca insanın gül sedası olmuştur. O da birilerini rahatsız etmiş, öfkeleri üzerine çekmiştir. Onun da evi kundaklanmış, o da defalarca hedef alınmış ve 40 yaşındayken maalesef bir suikastle aramızdan ayrılmıştır.
Biz yarım asrı bulan siyasi hayatımızda bize olan güveni asla boşa çıkarmadık. Dik durduk ancak diklenmedik. Başörtüsü yasakları başta olmak üzere en zorlu engelleri aşmayı başardık. Arakan’dan Gazze’ye, nerede bir mazlum varsa yarasına koştuk. Hakkı savunacak, hakkın hatrını gözetmeye devam edeceğiz.”