Wimbush’un yıllar boyunca sakladığı tabak, 1960’larda onun ölümünden sonra eşi tarafından yakın arkadaşları ve komşuları olan Yvonne Browne’a verildi. 1940’ta Coventry’de doğan Browne, Wimbush çiftiyle komşuluklarının ilerleyen yıllarında derin bir bağ kurdu ve onları hayatında özel bir yere koydu. Şimdi 85 yaşında olan Browne, tabakla vedalaşarak koleje geri gönderdi.
Browne, koleje yaptığı açıklamada Wimbush çiftini “özünde Edwardyen, nazik, ince ve zarif insanlar” olarak tanımladı ve şunları söyledi:
“Bu harika insanlarla tanışma fırsatına sahip olduğum için minnet ve sevgiyle geriye bakıyorum. Onların anısına tabağı asıl yuvasına memnuniyetle geri gönderiyorum.”
Wimbush ve eşi Ruth’un, kendisi için adeta ailesi yerine geçtiğini vurgulayan Browne, “Onlar, doğmadan önce vefat eden kendi büyüklerimin yerine, hiç sahip olamadığım büyükanne ve büyükbabalardı” dedi ve Gordon’un tabağın kendisinde olmasından mutlu olacağını ekledi.
Tabağın ön yüzünde Caius Court’un bir görüntüsü yer alırken, arka yüzünde büyük harflerle “Caius Coll. Kitchens” ibaresi bulunuyor. Eser, artık Caius Koleji arşivcisinin gözetiminde güvenli bir şekilde saklanıyor.
Kolej adına yapılan açıklamada, öğrencilerin zaman zaman tabak, çatal, bıçak gibi eşyaları hatıra olarak “kaçırdıkları” bilinse de, bu tabağın hikâyesinin diğerlerinden çok daha uzun ve duygusal olduğu vurgulandı.
Gordon Stewart Wimbush, Cambridge yıllarının ardından Birinci Dünya Savaşı’nda da görev yaptı. Wimbush ailesi, yıllar sonra Coventry’de Browne ve ailesinin komşusu oldu. Browne, onların anlattığı anekdotlar ve aile hikâyeleri sayesinde “artık var olmayan bir yaşam biçimine açılan kapı”ya sahip olduğunu ve bu dünyanın kendi hayatında unutulmaz bir yer ettiğini söyledi.
Cambridge Üniversitesi’nde kaybolup yıllar sonra geri dönen tek eser bu tabak değil. 2022’de, Charles Darwin’in yaşamın kökenine dair evrim teorisini ortaya koyduğu notlar ve çizimlerle dolu iki defterin, Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi’nden 20 yılı aşkın süre önce çalındığı düşünülüyordu. Bu defterler, pembe bir hediye çantası içinde, üzerinde kütüphaneciye “Mutlu Paskalyalar” dileğinde bulunan yazılı bir notla, isimsiz olarak geri bırakılmıştı.