 
			14’üncü yüzyıldan kalma Bibury, yaklaşık 600 kişilik küçük bir yerleşim bölgesi. Coln Nehri kıyısındaki köy, bal rengi kireçtaşı evleri, taş köprüsü, ördekleri ve çiçeklerle bezeli bahçeleriyle adeta bir kartpostal gibi görünüyor.
Bu güzelliği sayesinde de Forbes’un “Dünyanın En Güzel 50 Köyü” listesinde Bibury zirveye oturdu, ancak bu unvan köyün kaderini tamamen değiştirdi.
Listenin yayımlanmasının ardından köy adeta turist akınına uğradı. Sadece bir hafta sonunda 20 bin ziyaretçi geldi. Dar sokaklar ve tek araçlık köprüye sahip olan köyde trafik kilitlendi; sakinler evlerinden çıkamaz hale geldi.
Köy meclisi başkanı Craig Chapman, “Bu kadar güzel olmamız gurur verici ama aynı zamanda büyük bir sorun. İnsanlar özel mülklere girip poz veriyor, yolları kapatıyor, çöplerini bırakıyor. Köy artık yaşanmaz hale geldi” diye konuştu.
Yerel yönetim, köyün nefes alması için bir dizi önlem duyurdu:
– Merkezdeki park alanları kapatıldı.
– Tur otobüslerine sadece kısa süreli durma izni verildi.
– Ziyaretçilerden küçük araçlarla gelmeleri ve özel alanlara saygı göstermeleri istendi.
Tur operatörleri bu kısıtlamalardan memnun kalmasa da yerel halk en azından bir nebze huzur buldu. Buna rağmen birçok Bibury sakini, köylerinin artık bir “yaşam alanı” değil, bir “Instagram sahnesi” haline geldiğini söylüyor.
Bugün Bibury hala İngiltere’nin en çok fotoğraflanan köyü. Ancak yerel halk için bu manzaranın arkasında yorgunluk, öfke ve özlem var. Bir köy sakini durumu şöyle özetliyor:
“Eskiden burada sessizlik vardı. Şimdi sabah kapımızı açtığımızda selfie çeken turistlerle karşılaşıyoruz.”