Osmangazi Belediyesi, her hafta düzenlediği “Girişimci Kafası Söyleşisi” ile gençlerin kariyer yolculuklarına ışık tutmaya devam ediyor. Serinin bu haftaki konuğu ise özgün girişimi ve başarılı marka hikayesiyle dikkat çeken House of Hunny kurucusu Balca Alper Picht oldu.
Gençlik ve Girişimcilik Merkezi’nde gerçekleştirilen söyleşide Picht, markasını kurma sürecinden karşılaştığı zorluklara, üretim aşamalarından başarıya giden yolculuğuna kadar birçok deneyimini gençlerle paylaştı. Sosyolog Mürvet Özçelik Doğan moderatörlüğünde gerçekleşen programda, katılımcılar girişimciliğin temel ilkelerini ve sürdürülebilir bir marka oluşturmanın püf noktalarını birinci elden dinleme fırsatı buldu.
Gençlerin yoğun ilgi gösterdiği etkinliğin soru-cevap bölümü ise ayrı bir zenginlik kattı. Program, yalnızca bir tecrübe aktarımı olmanın ötesine geçerek, gençlerin girişimcilik vizyonlarını geliştirmelerine, özgüven kazanmalarına ve geleceğe dair hedeflerini daha net belirlemelerine katkı sağladı.
Gençlere hitap etmekten mutluluk duyduğunu belirten Balca Alper Picht, şunları söyledi:
“Bilgisayar mühendisi olarak kurumsal hayatta çalışıyordum. Pandemiyle birlikte doğayla bağımı sorgulamaya başladım. İsmimin ‘Balca’ olmasıyla arıcılığı araştırmaya yöneldim. O dönemde Dubai’de yaşadığım için arılarla çalışmaya orada başladım. Kurak bir coğrafyada arıların var olmasından çok etkilendim. Daha sonra ülkeme dönerek İznik’in Derbent köyündeki aile çiftliğimizde bu işe devam etmeye karar verdim. Hayatımızın çoğu çalışmak ve üretmekle geçiyor. Bu yüzden inanmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Hedeflerimize sıkı sıkıya sarılmak, başarıya giden yolda en büyük güç.”
Girişimcilikte hataların kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken Picht, “Girişimcilik satranç oyununa benzer. Hataları gördüğünüz anda doğru hamleyi yapmalısınız. Alınan kararların sonuçlarının yansıması biraz zaman alabilir ama girişimci olduğunuzda kendi emeğinizle inşa ettiğiniz için kararları çok daha rahat verebilirsiniz. İşin en güzel tarafı da bu. Arılarla çıktığım yolculukta hiçbir zaman ‘ne kadar bal yapacağız’ diye düşünmedim. Benim tek hedefim ‘en iyi şekilde arılara bakmak’ oldu. İlk ürettiğimiz balın meşe balı olduğunu bile bilmiyordum. Doğa bize en iyisini sundu ve balımız daha sonra uluslararası platformlarda altın ödül kazandı. Umarım bu hikâye herkese umut olur. Hayallerinizin peşini asla bırakmayın.” dedi.
