Araştırmada 2006-2010 yılları arasında Birleşik Krallık’ta 180 binden fazla yetişkinin sağlık verileri kullanıldı. Katılımcıların yaş ortalaması 57 olurken, yüzde 57’si kadın, yüzde 43’ü erkeklerden oluştu. Bulgulara göre, tatlandırıcı, tat artırıcı, renklendirici, farklı şeker türleri ve aroma vericiler gibi katkı maddelerinin yoğun tüketimi erken ölüm riskini belirgin oranda artırdı.
Araştırmada dikkat çeken bir diğer bulgu ise, jelatin gibi bazı jelleştiricilerin ölüm riskini azaltıcı etkiye sahip olabilmesi oldu. Buna karşılık işlenmiş yağlar, lif ve protein kaynaklarıyla erken ölüm arasında doğrudan bir ilişki tespit edilmedi.
Çalışmaya katılan bireylerin günlük kalori alımlarının yaklaşık yüzde 20’sini ultra işlenmiş gıdalar oluşturdu. Evde hazırlanması mümkün olmayan ve çok sayıda katkı maddesi içeren bu ürünler, yapay yöntemlerle işlenmiş gıdalar arasında değerlendiriliyor. 11 yıllık takip süresinde 10 bini aşkın katılımcının hayatını kaybettiği kaydedildi. Verilere göre, günlük beslenmede bu ürünlerin oranı yüzde 18’in üzerine çıktığında ölüm riski belirgin şekilde yükseldi.
Ultra işlenmiş gıdalar; yüksek miktarda şeker, tuz ve yağ içerirken, protein ve lif bakımından fakir ürünler olarak tanımlanıyor. Raf ömrünü uzatmak amacıyla koruyucu, tatlandırıcı ve renklendirici gibi katkılarla zenginleştiriliyor. Dondurulmuş hazır yemekler, işlenmiş et ürünleri (sosis, salam), gazlı içecekler, cips, bisküvi ve ketçap en bilinen örnekler arasında yer alıyor.
Bilim insanları, bu tür ürünlerin tüketim alışkanlıklarının kendi beyanlarına dayandığını ve bu durumun araştırmaya sınırlılık getirebileceğini belirtti. Ancak bulguların, daha önce yapılmış çalışmalarla büyük ölçüde örtüştüğü ifade edildi.