Buzul kıta Antarktika’da gerçekleştirilen çarpıcı bir bilimsel deney, yer kürenin en sessiz ve ıssız noktalarından birinde sıra dışı bir keşfe sahne oldu.
Penn State Üniversitesi’nden araştırmacılar, NASA’nın ANITA (Antarctic Impulsive Transient Antenna) projesi kapsamında yüksek irtifalara ulaştırılan balonlara monte ettikleri özel dedektörlerle, evrenin derinliklerinden gelen kozmik sinyalleri analiz etmeyi amaçladı.
Buna göre, yerin altından yükselerek buz tabakasını ve Dünya’nın iç katmanlarını delip geçen radyo dalgaları tespit edildi.
Mevcut fizik kuramlarına göre imkansız görülen bu olay, ya cihazdaki bir arızaya ya da ölçüm hatasına bağlandı. Ancak tüm bilim insanları bu açıklamadan ikna olmuş değil.
Kamuoyunda ‘Yaşayan Nostradamus’ olarak bilinen ve pandemi, Microsoft’un küresel kesintisi, Kraliçe II. Elizabeth’in ölümü gibi olayları önceden tahmin etmesiyle ünlenen Brezilyalı kahin Athos Salome’den yorum geldi.
NTV’nin Daily Mail’den aktardığına göre, Salome, bu sinyallerin çok daha büyük bir gerçeğin işareti olabileceğini öne sürüyor.
Salome, bu gözlemin aslında gerçekliğin sandığımız kadar tekil olmayabileceğinin ilk göstergesi olduğunu ve hatta paralel evrenlerin varlığına dair bir işaret olabileceğini düşünüyor.
Aralık 2025’te gökyüzüne gönderilmesi planlanan PUEO adlı yeni balon, ANITA’dan beş kat daha hassas olacak.
Eğer aynı sinyalleri yeniden kaydederse, bunun bir ölçüm hatası değil, mevcut fizik yasalarında bilinmeyen bir “çatlak” olduğunu gösterebilir.
Salome, “Bu doğrulanırsa bilimkurgu değil, yeni bir fiziğin başlangıcından söz edeceğiz” diyerek 2030’a kadar bu keşfin Nobel ödülüyle taçlanmasının kaçınılmaz olacağını söyledi.
Bilim insanlarının elindeki veriler ise şaşırtıcı. Radyo dalgaları, normalde nötrino kaynaklı olamayacak kadar dik açılardan -buz yüzeyinin 30 derece altından- geliyor.
Ayrıca bu dalgaların binlerce kilometrelik kaya ve buz katmanını aşarak balonlara ulaşması mümkün görünmüyor.
Bu nedenle araştırmacılar, sinyallerin ya henüz keşfedilmemiş parçacıklardan ya da karanlık maddeyle ilişkili bilinmeyen etkileşimlerden kaynaklandığını düşünüyor.
Daha da iddialı bir teori, sinyallerin doğal kökenli olmayabileceğini, insan yapımı olmayan bir teknoloji ürünü olabileceğini öne sürüyor.
Salome de bu ihtimale dikkat çekerek, “Eğer bu uzaylılara ait bir teknoloji iziyse, insanlık tarihinin en büyük keşfiyle karşı karşıyayız. Bu evrenle değil, kimlerin bizimle birlikte yaşadığıyla ilgili bir devrim olur” ifadelerini kullandı.