Bir gün elinde mala, ertesi gün hesabında 1.2 milyon euro (yaklaşık 58 milyon TL). Ama onun ilk cümlesi, piyangodan kazandığı paradan daha çok yankı uyandırdı:
“Her zaman çok çalıştık, çocuklarımıza elimizden gelenin en iyisini vermeye uğraştık. Ama bu bambaşka bir seviye, her anne babanın hayali. Okulu terk ettiğimden beri inşaatlarda çalışıyorum ve piyangoya rağmen işimi bırakmayı düşünmüyorum.”
Çoğu kişi bu parayla sahillere villa diker, lüks otomobillerin direksiyonuna geçerdi. İngiltere’de yaşayan Terry ise farklı bir yol tercih etti. İnşaat işçiliğini bırakmadı. Yıllardır ellerini nasırlaştıran mesleğini hala sürdürüyor. “Okulu bıraktığımdan beri inşaattayım. Piyangoyu kazansam da bırakmayı düşünmüyorum çünkü işimi seviyorum” dedi.
Kazandığı serveti gösterişli hayatlara değil, dört kızının konut kredilerine yatırmayı planlıyor. Bir de yıllar önce küçük birikimlerle aldıkları arsada ev yapma hayalini gerçeğe dönüştürmeyi…
Öte yandan Terry’nin hikayesi yalnızca şans, sevinç ve güven değil; biraz da hüzün barındırıyor. Büyük ikramiyeyi kazandıktan sadece iki gün sonra babasını kaybetti. Ama o, bu kaybı bile farklı bir pencereden okudu:
“Babam, çocuklarının ve torunlarının artık güvende olduğunu bilerek huzurla gözlerini kapattı.”
Ve şimdi Terry ile eşi, yıllardır kenarda köşede dertleşip hayalini kurdukları bir yolculuğu gerçekleştirmeye hazırlanıyorlar: Peru’ya gidip Machu Picchu’yu görmek….
